Dünyanın ilk on ekonomisine gireceğim derken bir de bakmışsın Ruanda olmuşsun

ozgurlukBirGün gazetesi, Freedom House’un her sene yayımlanan İnternet Özgürlüğü raporunu haberleştirdi. Doğu Eroğlu’nun haberine göre Türkiye, İnternetin kısmen özgür olduğu ülkeler sıralamasında yer aldı.

Türkiye ile aynı kategoride, Türkiye’den daha özgür ülkeler sıralamasında şu isimler geçiyor:

Bengladeş, Ruanda, Kamboçya, Ürdün, Libya, Lübnan, Malezya, Fas, Tunus, Endonezya, Kırgızistan, Uganda, Angola…

Rapora göre geçmiş yıllarla kıyaslandığımızda ülkenin özgürlük puanında ciddi bir düşüş söz konusu. Ülke puanının düşmesini sağlayan başlıkları sosyal medya yasakları, siyasi sebeplerden ötürü engellenen siteler ve internet kullanıcılarının paylaşımlarından ötürü sıklıkla yargılanması oluturuyor. Gezi olayları sırasında anaakım basıdaki karartma sebebiyle önemi artan sosyal medyanın hükümetin hedefinde olduğu ise raporda öne çıkmış.

Engelliweb.com’un araştırmasına göre Nisan 2013 itibarıyla 29 binden fazla sitenin erişime engelli olduğunun ve kullanıcıların yasaklı sitelere ulaşmak için yollar aradıklarının belirtildiği raporda, engelli sitelerin sayısının istikrarlı biçimde büyüdüğü aktarıldı. Engellemelerin bir kısmının fikir hakları ihlallerinden, çoğununsa siyasi ve toplumsal içerikli paylaşımlardan ötürü gerçekleştiği ifade edilirken, LGBT bireylere ve topluluklar ile diğer azınlıklara uygulanan ayrımcılığın internet ortamında da sürdüğüne dikkat çekildi.Raporda, Redhack’in Türk diplomatların kimliklerini açıklamakta kullandığı dosya paylaşım sistemi Dropbox’un kapatılması için Dışişleri Bakanlığı 2012’de çağrı yaptığı anımsatıldı. Ocak-Haziran 2012 dönenimde, Türkiye’den Google’a giden erişim engelleme taleplerinde, bir önceki yılın aynı dönemine göre meydana gelen 10 katlık artış da bir rapora girdi.

Raporda, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) kâğıt üzerinde özerk olduğu, hükümetin denetimi altında bulundukları vurgulandı. Raporda Türkiye’yle ilgili en çarpıcı kısım ise Gezi olaylarına ilişkin değerlendirme. Tüm ülkeye yayılan eylemlerin anaakım basında yeterince yer bulamaması üzerine Tvvitter, Facebook ve YouTube gibi sitelerin bir anda en güvenilir haber alma kaynaklarına dönüştüğüne dikkat çekilen raporda, Başbakan Erdoğan’ın sosyal medya hakkındaki “Sosyal medya denilen şey toplumların baş belasıdır” ifadesi de yer buldu.

Raporda BTK’nın fıltreleme uygulaması da eleştiri konusu oldu. Hangi kıstaslara göre belirlendiği kamuoyuyla paylaşılmayan yasaklı siteler arasında Yaşam Radyo ve Agos gibi basın kuruluşları ile Facebook ve YouTube gibi sitelerin yanı sıra, evrim teorisinin savunucularından Richard Dawkins’in kişisel sitesinin de bulunması eleştirildi.

Raporda Türkiye’ye ayrılan en geniş kısım ise, internette yapılan toplumsal ve siyasi paylaşımların kullanıcılara getirdiği cezalarla ilgili. Türkiye’de internet kullanıcılarının haklarının devlet tarafından sıklıkla ihlal edildiğinin belirtildiği raporda, Fazıl Say ve Sevan Nişanyan’ın aldıkları cezalar örnek olarak gösterildi.

Bir tweet yüzünden yargılanan Say 10 ay hapis cezası alırken, kişisel bloğunda yazdığı bir yazı yüzünden yargılanan Sevan Nişanyan ise 13 ay hapis cezasına çarptırıldı. Say’ın ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini belirterek internette bir protesto yazısı yayınlayan Dünya Yazarlar Birliği (PEN) Türkiye Şubesi hakkında da soruşturma başlatıldı.

Ben raporu satır satır okudum. Kimin altında olduğumuz, kimin bizden daha sansürcü olduğu, internetin özgürleştirilmesi için çalışan kurumların internet için nelere baktığı çok önemli. Bu raporu önemsemeyecek, bir kulağından girip diğerinden çıkacak çok insan olacaktır. Yetkililer bizlere bu raporun amacından saptığını, aslında yazılanların resmiyette öyle olmadığını söyleyeceklerdir. Ne derlerse desinler çok kötü bir yerdeyiz. Bize Ruanda’dan ileri demokrasi öğrenecek bir devri bize yaşattıkları için herkese teşekkürler…