Sürdürülebilirlik güzel bir kelime. Dünyanın her yerinde üretim yapan şirketler var. Ürettikleriyle bizim vahşi tüketim hırsımızı beslemeye çalışırken bir şekilde dünyanın canına da okuyorlar. O yüzden büyük üretim yapan şirketlerin çevre ve dünya konusunda attığı adımlar benim için çok büyük önem taşıyor.
“Bunlar böyle diyorlar ama aslında işin aslı öyle değil” diyenler ispatla yükümlü. Ben büyük şirketleri beyanlarından sorumlu tutarak onların söylediklerini sizlerle paylaşıyorum.
Arçelik, çevre adına yaptıklarını. sürdürülebilirlik rakamlarını paylaştı. TKNLJ formatında konuyu inceleyelim:
- 2016 yılında 270’e yakın enerji verimliliği projesi gerçekleştirmişler
- 2010 yılına göre ürün başına yüzde 34 düşürmüş.
- Şirketin 2020 hedefi ise enerji tüketimini yüzde 45 oranında azaltmak.
- Ürün başı su çekiminde 2012 yılına göre yüzde 31 tasarruf sağlanırken, 2020’de bu oranın yüzde 35’e yükseltilmesi amaçlanmış.
- Türkiye’deki fabrikalarında yenilenebilir enerji kaynaklarından temin edilen elektrik payını yüzde 88’e çıkartmış.
- 2020’de kullandığı elektriğin tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamayı planlıyor.
- Arçelik A.Ş.’nin planları arasında 2020 sonuna kadar 6 MWp gücünde yenilenebilir enerjiye dayalı enerji tesisi kapasitesine ulaşmak bulunuyor.
Arçelik A.Ş. CEO’su Hakan Bulgurlu, Türkiye’nin en önemli ihracatçı kurumlarından birinin başında. Çin’e üretim yaparken dünyaya neler yapıldığını da anlatması lazım. Eğer Avrupa’daki “A sınıfı” müşteri, çiçekleri kurtararak dünyadaki iklim değişikliğini azaltmaya çalışırken burada verilen çabaları da görmek zorunda. Bir Çin üretimi telefon için salınan karbondioksit miktarıyla bir Arçelik beyaz eşyanınkini kıyaslamak zorunda.
Yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynağı inanılmaz bir taahhüt.
Eğer biz yürüyüş yaparak ülkede bir şeyleri değiştirebileceğimizi düşünüyorsak kullandığımız ürünleri de “temizlerinden” alıp dünyaya katkıda bulunmaya çalışmalıyız. Yoksa son 100 yılın en soğuk kışı, son 75 yılın en sıcak yazı söylemleriyle uğraşıp dururuz.