Basında cesaret, bazen ha…ir diyebilmektir

Fıkra bu ya… Havacı, karacı ve denizci generaller aralarında konuşuyorlarmış. Üçü de kendi askerlerinin ne kadar cesur olduğundan dem vurup böbürleniyormuş. En sonunda askerlerinin cesaretlerini kanıtlamaya karar vermişler. Karacı general bir askerini çağırmış, “çabuk kendini şu giden tankın altına at” demiş. Asker “emredersiniz” diyerek gidip tankın altına atmış kendini… Ardından havacı general bir askerini çağırmış yanına, “şu uçağa bin ve 10 bin metreye gelince aşağı paraşütsüz atla” demiş. Asker tereddüt etmeden atlamış. Sıra denizci generale gelince “git ayağına şu demirleri ayağına bağlayıp kendini tüpsüz olarak denize at” demiş. Denizci asker takmaz bir edayla “ha…ir lan” deyivermiş. Denizci general diğerlerine dönmüş ve “işte gördünüz” demiş, “en cesur olan denizciler”…

Gelelim başlığımıza… Eğer birisi sizin yanınıza gelip açık açık verdiği bir emri, aslında tedbirdi o şeklinde size sunuyorsa; kapansın dediği şeyin teknik bir aksaklık olduğunu dile getiriyorsa; siz okuduğunuzu anlamıyorsunuz diyorsa… Zaman zaman basında gerçek cesaretin ne olduğunu yukarıda verdiğimiz örnekten hatırlamak gerekir.

Basında yazmak, cesur insanların işidir, en azından öyle olmalıdır.