1-5651 nolu kanunun BTK ve TİB gibi ilgili kuruluşların mahkeme kararı olmadan site kapatma yetkisi olmadığı söyleniyor. Bu doğru mudur?
04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele edilmesi Hakkında Kanun”, müstehcenlik ve çocukların cinsel istismarı başta olmak üzere katalog şeklinde sayılan suçların internet vasıtasıyla işlenmesi durumunda, suç konusu içeriği barındıran internet sitelerine erişimi engellemeyi düzenlemektedir.
5651 sayılı yasanın 8 inci maddesi, katalog halinde sayılan suçlar ile ilgili olarak, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına yer veya içerik sağlayıcının yurt dışında bulunması durumunda re’sen idari tedbir niteliğinde erişimin engellenmesi kararları verme yetkisini sağlamıştır. Söz konusu madde ile, müstehcenlik ve çocukların cinsel istismarı söz konusu ise yer veya içerik sağlayıcının yurt içinde / yurt dışında bulunması ayrımına bağlı olmaksızın re’sen erişimin engellenmesi yetkisini verilmiştir.
Ancak, 30/11/2007 tarihli 26716 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ile yer veya içerik sağlayıcısının yurt içinde olduğu ‘müstehcenlik’ ve ‘çocukların cinsel istismarı’ içerikli İnternet sitelerinin Başkanlıkça re’sen erişiminin engellenmesi durumunda hakim onayına sunma yükümlülüğünü getirmiştir.
Anılan yasa ile; İnternetin doğası ve dinamik yapısı gereği çok hızlı değişmesi nedeniyle, kararlarında ivedilikle alınıp, aynı hızla da yerine getirilebilmesi için idari bir kurum olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına da erişimi engelleme yetkisi verilmiştir.
İdare hukukun genel prensibi itibariyle, idarenin tüm yaptığı iş ve işlemler yargı denetimine tabidir.
2. 5651 nolu kanunun 5. maddesinde “Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir” ibaresi yer almaktadır. Bu anlamda servis sağlayıcılara gönderilen alan adı içinde geçen kelimeler niçin gönderilektedir?
5651 sayılı Yasanın 5. Maddesinde yer sağlayıcının yükümlülüğü arasında; Kanunun 8. ve 9. Maddelerine göre haberdar edilme durumunda teknik imkanlar dahilinde içeriği yayından kaldırma yükümlülüğü öngörülmüş olup yer sağlayıcılara yönelik bu tür bilgilendirmelerde yetki bakımından yasal bir eksiklik olmadığı değerlendirilmektedir.
Bilindiği üzere; 5651 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde yer sağlayıcıların yükümlülüğü haberdar edilmesi ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla sınırlı olması nedeniyle bildirilen alan adları sadece öz denetim yoluyla içeriklerle ilgili kontrolün sağlanmasını amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, bazı yer sağlayıcılar gerekli kontrolleri yaparak tarafımıza geri dönüş yapmıştır.
3. 22 Ağustos tarihinde başlayacak olan filtrelemede kara ve ak listeye girmesi muhtemel internet siteleri neye göre ve kim tarafından belirlenmektedir?
Kategoriler, uluslararası web kategorizasyon şirketlerinin veritabanlarından da yararlanılarak oluşturulmaktadır. Kara listede 5651 sayılı kanun kapsamında yer alan suçlar yer almaktadır.
4. Kara listeye yanlışlıkla girdiğini düşünen bir kişi bu listelerden çıkmak için kime nasıl başvurmalıdır?
Kara listeye yanlışlıkla girdiğini düşünen bir kişi Kuruma/Başkanlığımıza başvurması durumunda yeniden değerlendirme yapılarak gerekli işlem tesis edilecektir.
5. Ekşi Sözlük sitesi için servis sağlayıcısına içinde şu ibare olan mail gönderilmiştir: “Aşağıdaki alan adlarına yer sağlayıcılık hizmeti verdiğiniz tespit edilmiştir. Bu kapsamda derhal bunlara yer sağlayıcılık hizmetine son vermeniz gerekmektedir. Aksi takdirde herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın yasal işlemlere başvurulacaktır.” Oysa başkanımız dün yapılan basın toplantısında “Şikayetleri incelemeleri için yer sağlayıcılara mail gönderiyoruz. 21 Nisan’da Ekşisözlük’e de mail gönderdik. 10 civarında sitede ile Ekşisözlük’te ilgili içeriklerde sorun olmadığını kısa bir sürede, 2 saat içerisinde belirleyip tekrar mail attık ve ’listede şunları yok sayabilirsiniz’ dedik” demiştir. Bu aradaki çelişkiyi nasıl okumalıyız?
Teknik sorun nedeniyle Sourtimes.org adlı İnternet sitenin yer sağlayıcısına da bildirim yapılmış olduğu uzmanlarımızca tespit edilmiştir. Eş zamanlı olarak belirtilen site hakkında konunun basında yer alması ve 03/05/2011 tarihinde yer sağlayıcıları tarafından kendilerine bildirimde bulunulması üzerine e-mail yoluyla kendileri hakkında bir işlem yapılıp yapılmadığını sorunca, aynı şekilde bir işlem yapılmasına gerek bulunmadığını 04/05/2011 tarihinde bildirilmiştir. Aynı zamanda 03/05/2011 tarihinde sourtimes.org un yer sağlayıcısına işlem yapılmaması bildiriminde bulunulmuştur.
6. Filtreleme mekanizması oturduktan sonra müstehcenlik içeren sitelerin filtre kullanmak istemeyenlere, dolayısıyla çocuk yaştakilerin bulunmadığı kesin olan evlerdeki kullanıcılara açılması söz konusu olacak mı?
Öncelikle filtre mekanizması diye bir şey yoktur. Sadece kullanıcıların tamamen özgür iradesine bağlı seçenek sunma vardır.
Şayet kullanıcı herhangi bir profil tercih etmez ise standart profilde kalacak. Tercih etse bile istediği an istediği profile geçiş yapabilecektir.
“Standart profil ise, kullanıcının erişebileceği İnternet site ve uygulamalarına ait bir sınırlamanın olmadığı, mevcut (şu anki) İnternet’e erişim sağlanan profili” ifade etmektedir. Yani Güvenli İnternet Hizmeti devreye girdiği zamanda standart profili kullananlar şu an İnternet hizmetini nasıl alıyorsalar yine aynı alacaklar. Değişen bir şey olmayacaktır.
7. Müstehcenlik muğlak bir kavram olduğuna göre müstehcen olduğu düşünülen siteler hangi kriterlere göre seçilmektedir?
Basında tartışıldığı gibi müstehcenlik her ne kadar muğlâk ve ucu açık bir kavram gibi gösterilmeye çalışılıyorsa da, hem (1926 tarihli ve 765 sayılı) eski Türk Ceza Kanununda hem de (5237 sayılı) yani Türk Ceza Kanunda yer alması nedeniyle, uzun yıllar adli mercilerin vermiş olduğu kararlar doğrultusunda içtihatlar yerleşmiştir. Başka bir ifadeyle, müstehcenlik tanımında cezai anlamda bir belirsizlik bulunmamaktadır. Türk Ceza Kanununda (226. madde) yer alan müstehcenlikten anladığımız pornografidir. Cezai anlamda suç olan da pornografidir.
Müstehcenlik (pornografi) konusunda ihtisas dairesi Yargıtay’ın 5. Dairesidir. Bununla ilgili olarak Başkanlığımızın referansı yargı kararları ile Yargıtay’ın özelikle de Yargıtay’ın 5. Dairesinin kararlarıdır.