20 seneyi aşkın zamandır basın işiyle profesyonel olarak ilgileniyorum. Basında çok farklı görevlerde çalıştım. Daha sonra Türkiye’nin önde gelen şirketlerine basın danışmanlığı hizmeti vererek hayatımı kazandım. Geçen yılın sonuna kadar yine Türkiye’nin en büyük şirketlerinden birinin basınla ilişkiler bölümünde gerçekten zorlu zamanlarda zorlu iletişim çalışmaları yürüttüm.
Basınla yoğrulu geçen hayatımın hiçbir bölümünde çok bariz bir gerçeği, belgesi çok bariz bir yerde duran bir haberi basın açıklaması yoluyla farklı algılattırabilen bir vakaya rastlamadım.
BTK başkanı Tayfun Acarer yarın büyük bir ihtimalle gazetelere çıkacak bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:
İnternet sitelerine erişimin bazı kelimeler üzerinden yapılacağı iddiasına ilişkin de Tayfun Acarer, şunları söyledi:
“O, bizim servis sağlayıcılara gönderdiğimiz 80 bin tane yazıdan bir tanesiydi. ‘Yanlış anlaşılmalara yol açan bazı ifadeler var’ deniliyor. Bir kere yazının sonu ‘bilginize’ diye bitiyorsa buradan zorunluluk çıkartır mısınız? Ben size bir bilgilendirme yapıyorum. Biz sürekli böyle yazılar gönderiyoruz. ‘Bilginize’ kelimesinden ‘kapatılacaksınız’ diye anlamlar mı çıkar? Ben gerçekten Türkçemden şüphe etmeye başladım. O kelimeler denildiğinde engellenen bir site söylesinler. ‘Şu site, sırf şu isimden dolayı engellendi’ denilsin. Biz ‘mevzuata göre sıkıntı arz eden şeyler şu kelimelerin altında toplanıyor, bilginize’ şeklinde yazıyoruz. ‘İster dikkat edin, ister dikkat etmeyin’ anlamı çıkar bundan.”
Elimizde belgeler olmasa, kötü ve dikkatsiz bir gazeteci olsak, işimize ve okurumuza önem vermesek muhtemelen bu haberi aynen olduğu gibi kullanır ve karşıya geçerdik.
Oysa elimizde internet diye tabir ettiğimiz bir güzellik var. Hemen Tayfun Acarer’in Türkçesinden şüphe etmesine neden olması gereken bölümü çıkaralım:
Buna göre barındırdığınız alan adlarında İlgili kanun ve yönetmeliğe aykırı içeriklerin bulunmaması gerekmektedir. Aşağıda İlgili kanun ve yönetmeliğe aykırı içerik bağlamında değerlendirilebilecek kelime gurupları verilmiştir. Bu kelime guruplarını barındıran içeriklerin çıkarılması ile ilgili alan adlarının hizmetine son verilmesi ve son durumun mail ile tarafımıza iletilmesi gerekmektedir. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda ilgili CEZAİ müeyyideler ile karşı karşıya kalınabileceği unutulmamalıdır.
İşin komik tarafı Tayfun Acarer bu sözü daha önce de söyledi. Aynı yazıyı üzülerek, sıkılarak 10 Mayıs 2011 Perşembe günü yazdım, şimdi tekrar yazıyorum.
Yani bu yazdığımız paragrafta gerçekten bir rica mı anlıyorsunuz, öneri mi anlıyorsunuz, bilgilere sunulan bir şeyi mi anlıyorsunuz… Bunu siz ve büyüklerimizin vicdanına bırakıyorum.
İletişimci olarak birkaç öneri getirmek istiyorum:
- Zarar gördüğünüz ama kapanmış bir konuyu tekrar tekrar gündeme getirmek, haklı bile olsanız size zarar getirir.
- Eğer haklılığınıza yüzde 100 emin değilseniz biraz daha az sivri cümleler kurmaya çalışın
- Verdiğiniz demeçlerin içine eğer böyle değilse Türkçemden şüphe ederim gibi ifadeler koymayın. Zira aksi kanıtlanırsa (misal bu yazı) gerçekten çok zor durumda kalırsınız
- Somut ve herkes tarafından ulaşılabilir bir belgesi olan bir konuda sivri konuşmayın.
- Bir konuyu siz bu şekilde anlamamış olabilirsiniz. Ama metni alıp iştigal alanı sizinki olmayan (mesela şoför ve bahçıvanınız) en az iki kişiye okutun. O ikinci üçüncü göz sizin sağlamanız olsun. Siz hep baktığınız bir metinden önyargılarınızın da sizi yönlendirmesiyle çok yanlış şeyler anlayabilirsiniz.
- Eğer bir konuda demeç veriyorsanız bu konunun geçmişiyle ilgili, söyenmiş sözlerle ilgili minik araştırmalar yapın veya bunu yapan adamlarınız olsun.
- Lütfen sözleriniz size zarar veriyorsa veya etrafınızda sizin konunuzla ilgili birileri iletişiminizin size zarar verdiğini söylüyorsa profesyonel bir iletişimciyle çalışın veya mevcutlarınızı değiştirin.