BTK Türkiye’yi Birleşmiş Milletler’e böyle anlattı

wsisphoto51

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından gerçekleştirilen Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi (WSIS+10) üst düzey etkinlik gözden geçirme zirvesine katılarak bir konuşma yaptı.

15-16 ARALIK 2015 tarihlerinde New York’ta BM Genel Kurulu tarafından gerçekleştirilen WSIS+10 üst düzey etkinlik gözden geçirme zirvesi, tüm sürecin gözden geçirilmesi ve gelecekte küresel toplumun karşılaşacağı fırsatların altını çizen bir etkinlik olması, daha önemlisi de BM’nin yüksek seviyeli bir toplantısı olması nedeniyle, WSIS+10’den çıkan kararların politik ağırlığı olması nedeniyle, önemli bir etkinlik.

BM Genel Kurul Salonu’nda yapılan toplantıda hitap eden BTK Başkanı Sayan, “Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi sonuçlarının uygulanması genel değerlendirme toplantısında sizlerle birlikte olmaktan onur duyuyorum. Bu toplantı son 10 yılda WSIS sonuçlarının uygulanmasında ilerlememizi, başarılarımızı, karşımıza çıkan zorlukları ve önümüzdeki yolu değerlendirmemiz açısından çok önemli.” dedi.

Sayan, “Günümüzün dünyasında bilgi ve iletişim teknolojileri sürdürülebilir büyüme ve kalkınmada önemli bir rol oynuyor. BİT işlerimizi nasıl yaptığımızı, kamu hizmetlerinden faydalanışımızı, birbirimizle etkileşimimizi ve hatta günlük yaşamlarımızı etkiliyor. Geceleri yataklarımızın yanıbaşında internete bağlı telefonlar oluyor ve günlük yaşam alışkanlıklarımız geçen 10 seneye göre ciddi şekilde değişti; daha da değişecek gibi görünüyor.” diye konuştu.

Türkiye’yi anlattı
BTK Başkanı Sayan, geniş katılımlı toplantıda Türkiye’nin bilgi teknolojileri ve iletişim alanında geldiği noktayı anlatırken şunları ifade etti:

“Bu bağlamda sizlerle Türkiye’nin BİT’e ilişkin 2023 Stratejik Vizyonunda yer alan hedefleri paylaşmaktan gurur duyuyorum. Bu hedefler; ekonomimizi küresel ilk on içerisinde konumlandırmayı, bilgi-tabanlı bir topluma dönüşmeyi, BİT’ler için uluslararası bir merkez haline gelmeyi, BİT tabanlı ekonomik büyümeyi sürdürmeyi ve herkes için yüksek hızlı genişbant erişim sağlamayı kapsıyor. 

Bu vizyonla uyumlu olarak, Türkiye BİT’leri kullanarak e-devlet hizmetlerini ülke geneline yaymak için sağlam adımlar atmaya devam ediyor. Yakın bir zamanda gerçekleştirdiğimiz IMT-Advanced ihalesi ile işletmeciler gelecek sene Nisan ayından itibaren yüksek hızlı internet, katma değerli mobil hizmet ve uygulamaları genişletecek şekilde IMT hizmetini sunmaya başlayacaklar. Ayrıca 2020’den itibaren 5G hizmetlerini sunan ilk ülkelerden birisi olmayı hedefliyoruz. 

G20 üyesi bir ülke olarak, Türkiye geçen ay Antalya’da G20 Liderler Zirvesine ev sahipliği yaptı. Sayısal ekonomi G20 toplantılarında önemli gündem konularından biriydi. Sayısal ekonomi küresel ekonominin büyüyen bir parçası. BİT bağlanabilirliği pek çok sektörü etkiliyor ve BİT’ler ile GSYH arasında ciddi bir ilişki var. 

Tüm bu başarılara rağmen, sayısal uçurum gündemimizde duruyor. BİT’e karşılanabilir erişim sağlanması için yolları ve araçları bulmamız gerekiyor. Bağlanabilirlik en temel odağımız olmalı. 

Birbirine bağlı ülkeleri ve dünyayı inşa etmek için kullanılan çeşitli mali mekanizma model ve örnekleri var. Kamu-özel ortaklıkları, evrensel hizmet fonları, resmi kalkınma yardımları bu amaçlara ulaşılmasında sonuna kadar kullanılmalı. Sayısal uçurum konusuna ayrıca önem veriyoruz ve Türkiye’de düzenlemelerimizi sayısal uçurumu ortadan kaldırmak üzere yapıyoruz. BİT’teki gelişmenin ekonomik ve insani gelişmenin tüm alanlarına olumlu etki edeceğine inanıyoruz.
Yakın bir zamanda, Birleşmiş Milletler dünyaya Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile yeni bir grup hedef koydu. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin bu hedeflere ulaşılmasında en önemli araçlardan biri olduğuna inanıyoruz. 

Kaliteli eğitim, cinsiyet eşitliği, düzgün iş ve ekonomik büyüme için BİT’leri kullanmanın yollarını keşfetmek ve geliştirmek zorundayız. Her sektörde sürdürülebilir şehirler ve daha iyi sosyal hizmetler için, tüm politikalarımızın merkezine BİT’leri yerleştirmemiz gerekmektedir.

Bilgi teknolojileri günlük yaşantımızın parçası olduğundan, insan haklarını ifade özgürlüğünü korumak internet politikaları bağlamında daha çok anlamlı hale gelmiştir. İnternet yönetişimi sistemlerimizi zorlamakta olup çok paydaşlı bir yaklaşımda insan odaklı, kalkınma ve yenilikçiliği hedefleyen bir metodoloji bulmak için burada bulunuyoruz. Çevrimdışı tüm insan hakları ve sorumluluklarımız çevrimiçi de korunabilir ve uygulanabilir olmalıdır.

Bu bağlamda, internetteki tüm kullanıcıların özellikle çocukların emniyeti ve güvenliğine azami dikkat edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bugünün çocukları sayısal yerlilerdir. Bazı bakımlardan avantajlı olmakla beraber, internet üzerinden zararlı saldırılara da daha açıktırlar.

Onların emniyet ve güvenliğini sağlamak bizim onlara karşı sadece görevimiz değil, aynı zamanda güvenli BİT’lerin geleceğini oluşturmak için de bir zorunluluktur. Bu itibarla, Türkiye’de 2011 yılından başlayarak ISS’ler tarafından çocukları ve aileleri korumak için ücretsiz ve seçime tabi paketler sunulmaktadır.

Tüm paydaşlar bu amacın gerçekleştirilmesine katkıda bulunmalıdır. İnternet kullanımında içerik sağlayıcılar ve çocuklar arasında hiçbir aracı bulunmamaktadır. Bu yüzden, içerik sağlayıcılar çocuklara karşı dengeli bir yaklaşımla hareket etmelidir. İnternet kullanıcıları için sağlam,basit ve bilgilendirici raporlama mekanizmaları sunmalıdırlar. Pratik önlemlerle yasadışı internet uygulamalarından onları korumak suretiyle, her çocuk ve gencin emniyeti sağlanmalıdır.

Bugünün dünyasında yeni uygulamalar, ürünler ve hizmetler sayesinde, hem mobil hem de sabit şebekelerde veri kullanımı hızla artmaktadır. Özellikle ağ tarafsızlığı tartışmaları ve OTT hizmetleri, BİT hizmetlerini sunma şeklini tamamen değiştirmektedir. OTT hizmetleri katma değer yaratmakta, fakat diğer taraftan da tüm genişbant ekosistemini, özellikle şebeke işletmecilerinin gelirlerini ve bunların şebeke düzenlemelerini finanse etme kabiliyetlerini etkilemektedirler. Tüm paydaşları, özellikle ağ tarafsızlığı konusunda belli kuralları ve yaklaşımları olmayan ülkeleri, bu hususların artıları ve eksilerini değerlendirerek tartışmaya davet ediyoruz.

Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi’nden on yıl sonra, diğer önemli bir konu mahremiyettir. Fikirlerini özgürce ifade etmeleri amacıyla vatandaşların internet erişim hakkını güvence altına almak için kurallar konulması önem taşımaktadır. Yine, internette verilerin korunması ve bunların gizliliğine saygı gösterilmesi de eşit derecede önemlidir. Bu tür kişisel haklar ile veri-tabanlı yenilikçilik ve ekonomi arasındaki dengeyi korumamız gerekiyor. Bu yaklaşım, bir taraftan kişisel verilerin ekonomik değerini ortaya çıkaracak, diğer taraftan da ekonomik kalkınmayı güçlendirecektir.

Yasadışı içeriğe karşı internet kullanıcılarının haklarını korumanın internet ekonomisinin gelişmesine büyük bir katkı sağlayacağına inanıyoruz. İnternet aracıları da, yasadışı internet içeriği ile mücadele etmek için ulusal yasaların uygulanmasında sorumluluklarını bütünüyle yerine getirmelidirler.

İnterneti terör amaçlı kötüye kullanma dahil olmak üzere, her türlü yasadışı eylemi önlemek için birlikte çalışmamız gerekiyor. Sosyal medya platformları terör örgütleri tarafından propaganda aracı olarak kullanılmamalıdır. İnternetin yasadışı kullanımı ile mücadele etmek için, uluslararası kuruluşlar, hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve internet aracıları arasında yakın işbirliği yapılması gerekmektedir. 

WSIS’den kalanlara baktığımızda, İnternet Yönetişim Forumu, başarısıyla öne çıkmaktadır. 9. İnternet Yönetişim Forumu’na 2014 yılında İstanbul’da evsahipliği yapmış olmanın gururuyla, IGF’in kendini internet yönetişimi için yıllık toplanma yeri ve tüm paydaşların kendilerini ifade etme platformu olarak konumlandırdığını memnuniyetle ifade etmek isteriz.

Bu bağlamda,IGF’in çok paydaşlı internet yönetişimi modelinin mükemmel bir örneği olduğunu söylemek mümkündür. Bu etkinlikte, IGF görev süresini uzattığımız gibi, IGF’inileri doğru birkaç adım daha atması gerektiğine de inanıyoruz. IGF’in tüm paydaşlar için somut çıktılar sağlaması gerektiğini düşünüyoruz. 2012 yılında, Genel Kurul ve Ekonomik ve Sosyal Konsey’in talebi üzerine, Kalkınma için Bilim ve Teknoloji Komisyonu IGF’in geliştirilmesine ilişkin bir rapor hazırlamıştır. 

“Daha Somut Çıktılar Geliştirilmesi” ile başlayan bu tavsiyeleri açmanın ve IGF’i daha ilgili ve daha problem çözücü bir konuma getirmek amacıyla, bunları dikkatle gözden geçirmenin zamanının geldiğine inanıyoruz.”

 

BM’deki toplantıya BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih SAYAN’ın başkanlığında Kurul Üyeleri Celalettin DİNÇER, Hidayet YILDIZ, Figen KILIÇ ve Kurum Başkan Yardımcısı Gazali ÇİÇEK’tan oluşan bir heyet ile katılım sağlandı.

Toplantıda, üye ülkelerce üzerinde mutabakata varılan bir Sonuç Belgesi kabul edilmiştir. WSIS sonuçlarına ilişkin çalışmalarda bir referans belge olacak Sonuç Belgesinde; BİT’lere erişim konusunda bir dizi ortaya çıkan zorluklar ve fırsatlar ele alınırken, üye ülkeler için bilgi paylaşımını, ekonomik büyümeyi sağlamak ve sürdürülebilir kalkınmayı güçlendirmek açısından BİT’lerin kayda değer yayılımını sağlamak yolunda kabul edilen 71 maddelik hedefler ve ilkeler yer almaktadır.

WSIS NEDİR?

WSIS Süreci, ilk olarak 1998 yılında Minneapolis’te gerçekleşen ITU Tam Yetkili Temsilciler Konferansı (Plenipotentiary Conference-PP)’nda alınan 73 no’lu Çözüm Kararı ile başlamıştır. Bu karar ile BİT konularının tartışılacağı bir konferans düzenlenmesi hususunun ITU tarafından BM gündemine sunulması kararlaştırılmıştır. ITU Konseyinin 2001 yılında aldığı bir Çözüm Kararı ile de WSIS’in iki aşamalı olarak İsviçre ve Tunus’un ev sahipliğinde yapılması karara bağlanmıştır. BM Genel Kurulu da 2002 yılında ITU Çözüm Kararlarına atıf yaparak kabul ettiği A/RES/56/183 sayılı karar ile WSIS sürecini, ITU liderliği ve koordinasyonunda tüm ilgili BM uzmanlık örgütleri, hükümetler, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerinin katkı yapmaya davet edileceği açık uçlu hükümetlerarası bir süreç olarak tanımlamıştır.

WSIS’in ilk ayağı 10-13 Aralık 2003 tarihleri arasında İsviçre’nin Cenevre şehrinde yapılmıştır. Zirvenin sonunda bir İlkeler Bildirgesi ile bir Eylem Planı kabul edilmiştir. İlkeler Bildirgesinde bilgi toplumuna ilişkin çeşitli konularda zirvenin üzerinde uzlaştığı ilkeler ortaya koyulmaktadır. Cenevre Eylem Planında ise İlkeler Bildirgesinde çeşitli alanlarda gösterilen amaçlara ulaşmak üzere koyulan kısa ve orta vadeli e-bilim, e-çevre, e-sağlık gibi hedefler yer almaktadır.

WSIS’in ikinci ayağı olan Tunus Zirvesi 16-18 Kasım 2005 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Tunus Zirvesinin sonunda Tunus Taahhüdü ve Bilgi Toplumu için Tunus Gündemi belgeleri oluşturulmuş ve tüm WSIS sonuçlarının ilgili tüm uluslararası örgütlerce (ITU, UNESCO, CSTD) kendi yetki alanlarına giren konular bakımından ele alınarak 10 yıl boyunca izlenmesi ve bu 10 yıl sonunda WSIS’ın geleceğine ilişkin değerlendirmelerin yapılması kararlaştırılmıştır.