Cep telefonu korkusunu Turşu Denetim Kurumu yenecek

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan raporda kanserle ilgili çarpıcı açıklamalar göze çarptı. Bu sonuçlar çar;ıcıydı çünkü cep telefonları ve baz istasyonlarıyla ilgiliydi. Dünya Sağlık Örgütü’nün kanser araştırma kurumu, cep telefonlarının kanser yaptığına dair henüz bir kanıt olmadığını ancak böyle bir riskin bulunduğunu açıkladı. Oysa sigara, araba egzozlarından çıkan karbonmonoksit gibi hayatımızın her alanında olan şeylerin kanser yaptığına dair hiçbir şüphe yok…

Bunu necip Türk basınının ne kadar büyük bir panik havası içinde verecek yarından itibaren göreceğiz. Bu haberlerin sonucunda baz istasyonlarına saldıran insanlar göreceğiz. Cep telefonlarını kıran basına çıkma meraklılarıyla tanışacağız. Sadece Dünya Sağlık Örgütü’nün kanser yaptığına dair henüz bir kanıt olmadığını ancak böyle bir riskin bulunduğunu açıkladığı için.

Cep telefonunun son yapılan açıklamayla kanseri hangi kategoriye geldiğini biliyor musunuz? Sigaraya mı? Kanserojen atıklara mı? Nükleer santrallara mı? Hayır. Cep telefonunun kanser yapma riski, yapılan son araştırmaların sonuçlarına göre kan turşu ve kahve ile aynı seviyeye getirildi. Eyvah! Hemen cep telefonlarımızı kıralım. Hemen evimize 10 kilometre yakın tüm baz istasyonlarını yakalım. Çünkü cep telefonları en az turşu kadar kanserojen…

O zaman turşu için de bir regülatif kurum olması gerekiyor değil mi? Ama yok. Ama cep telefonları için var. Onlarca insan konuyu denetliyor. Dünya normlarının onda biri kadar elektromanyetik şiddete izin veriyor. Onbinlerce baz istsayonunun hepsini ve her birini denetliyor. Eğer cepler ve turşu aynı oranda kanserojense bunu neden bir turşu denetim kurumu hayata geçirilmiyor?

Baz istasyonları kim ne derse desin kontrol altında. Ortalığı alevlendirmeden önce turşu ve kahve gibi somut kavramlarla kıyaslayalım cep telefonlarını… Madem Dünya Sağlık Örgütü öyle söylemiş…