Darbe girişimi sırasında teknoloji ve iletişim kullanımı

tvCuma akşamı saat 22:00 civarında başlayan Başbakan Binali Yıldırım’ın tanımıyla kalkışma, Türkiye’de iletişimin ne kadar önemli bir şey olduğunu bir kez daha gösterdi. Hatırlanacağı gibi olaylar; Ankara’da uçakların alçak irtifa geçişleri ve İstanbul’da Boğaziçi Köprüsü’nün Avrupa yakasına geçişinin durdurulmasıyla başladı. Olayların ilk anlarında herkes, terörist bir girişime karşı askerin aldığı önlemler olarak tanımladı bu yaşananları.

Bu süreç içinde o kadar çok ve farklı mesajlar geldi ki vatandaşın kafası karmakarışık oldu. Bir Cuma akşamı olduğu için halkın büyük bölümünün dışarıda olduğu göz önünde bulundurulursa halkın ne olduğunu anlaması çok önemliydi. Ne yazık ki kalkışma hareketlerinin ilk saatlerinde köklü basın organları da dahil olmak üzere sağlam kaynak kabul edilebilecek hiçbir iletişim organı tam olarak çalışmadı.

Görüntülü görüşme tek kaynak

Saatler ilerlediğinde devlet yetkilileri olayların boyutunu halka duyurmaya başladı. Ancak olayların gidişatını anlatmak için konuşmak isteyen başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere tüm yetkili isimler uygun bir ortam bulamadı ve bunu Apple telefonların görüntülü görüşme imkanı Facetime üzerinden yapma kararı aldı. Kameralara tutulan telefonlarda görüntülü görüşme yapan isimler olayların ne durumda olduğunu anlatırken aslında ciddi bir güvenlik riskiyle karşı karşıya kaldılar: Eğer darbe girişiminde bulunan kişiler uygun teknolojiyle donatılmış olsaydı metreler mertebesinde ülke yönetiminin isimlerinin yerini tespit edebilir ve orayı bombalayarak ülkeyi çok daha derin bir kaosun içine sokabilirdi.

Cep telefonlarından yapılan bu görüşme de toplu bir iletişim olmadığından, sadece diğer taraftaki telefonu elinde tutan kişiyle yapıldığından tüm kanallar teker teker aranmak zorunda kalındı. Bu da ülke yönetimindeki önemli isimlerin zaman ve enerji kaybı yaşamasına neden oldu.

İletişim kesiliyor

Türkiye’de iletişim gerek kontrol gerekse bazı durumlarda yavaşlatılabilmesi için bazı merkezlerden yönetiliyor. Gece geç saatlerde askerlerin Türk Telekom gibi önemli merkezlere girdiği, orayı ele geçirdiği konuşulmaya başlandı. Bu anlarda internette, özellikle de sosyal medya ortamlarında kesintiler başladı. Kesintilere alışkın olanlar VPN bağlantısı ile tekrar iletişimlerine kavuşsalar da ülkenin büyük bir kısmı iletişimden mahrum kalarak kendi kapalı dünyalarına mahrum kaldılar.

Ancak iletişim kesintisindeki en önemli vahim olayların başında televizyonlara yapılan müdahale geldi. Sadece birkaç asker, ellerindeki silahlarla girerek TRT gibi ülkenin en güvenilir iletişim kanalına girerek tüm TRT kanallarının kesilmesini hatta kendi mesajlarının verilmesini sağladı. Bu gibi durumlarda TRT’nin yedeğinin olmaması, tek merkezden tüm yayınların kesilebiliyor olması ülkede iletişimin kaosa girmesine neden oldu. Türkiye’nin tek resmi haber kanalı TRT Haber’in saatler boyu hava durumunu vermek durumunda kalması da buna çok önemli bir örnek.

Tüm televizyonlara tek elden müdahale

Türkiye’de çok fazla haber kanalının ve iletişim kaynağının olması darbe yapanların teker teker kapatamayacağı olgusunu ortaya koymasından sonra bunların toplu halde kapatılması söz konusu oldu. Bunun için Türksat merkezine ve Digiturk’e girildi. Olayların ne olduğunu anlamanın yolu olan kanallar toplu olarak kapatıldı. Digiturk’ün uydu sinyal seviyesi bir anda sıfıra indi ve içindeki tüm kanallar erişilmez oldu.

Ülkede artık televizyon anteni gibi şeyler kullanılmadığı için herkes kanalları Digiturk gibi platformlar üstünden seyrediyor. Bu gibi platformlar, tüm kanalların sorumluluğunu üstünde taşıdıklarından yedeklenmesi gerekiyordu. Bir yerden kapatılınca diğer yerden bu kanalların yayınlarının ülke geneline yayılabiliyor olması gerekiyordu. Bu konuda yaşanan kesinti ciddi bir eksiklik olarak ön plana çıktı.

Operatörler sınavı geçti

Böylesi büyük bir kriz ortamında herkes televizyonların iletişim konusundaki çabalarını göklere çıkarıyor ancak gözden kaçırmamamız gereken bir iletişim ortamı daha var: Türkiye’nin iletişim operatörleri, Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom; yaşanan büyük kriz ortamına rağmen cep telefonu ve internetin çalışmasını sağlamakta çok ciddi çaba gösterdi.

Bizim için telefonların çalışır durumda olması sıradan bir durum. Ancak hemen her merkeze baskın yapan, hatta operatörlerin de binalarına girildiği ortamda telefona her bastığımızda çevir sesi aldık. Bastığımız her karakter SMS olarak karşıya gitti ve çok sıkışık alanları bir kenara bırakırsak cep telefonundan internet çoğunlukla kesintisiz ve sorunsuz çalıştı. Eğer cep telefonları kesilmiş olsaydı insanların darbe girişimine karşı durması ve bu sabah bulduğumuz Türkiye aynı olmayabilirdi. Emeği geçenlere, baz istasyonlarının bütünlüğünü sağlayan teknisyenlerden genel müdürlere kadar herkes bir teşekkür ve takdiri hak ediyor.

Yaşanan süreç için açıklama yapan Turkcell kullanıcılara ek kullanım hakkı sundu. Vatandaşın acil iletişim ihtiyaçlarını karşılayıp yakınlarına ulaşabilmeleri için tüm kullanıcılara ücretsiz konuşma, SMS ve internet yüklemesi yapılacağını dile getiren şirket, hiçbir hizmetin aksamaması için gerekli tüm önlemleri aldığını söyledi.

Kanaat önderleri sınıfta kaldı

Güvenli yayıncılık kanallarının sesinin kesilmesi veya haberleri teyit edememesi yüzünden ortada oluşan iletişim boşluğu sosyal medya ve internet halkı tarafından ne yazık ki doldurulamadı. Milyonlarca takipçiye sahip sosyal medya starları, ortaya çıkan olaylarda kanaatleri yönlendirerek itidale davet edemedi. Bir kesim sesini tamamen kesti, bir diğer kesim ise ortada dolaşan dedikodulara çanak tutarak insanları daha çok paniğe sevk etti.

Ortaya çıkan bu durum, Türkiye’nin sosyal medya kanaat önderlerinin sadece gevezelik ve muhabbet gibi durumlarda önder olduğunu, kendilerine verilen yüz binler ve milyonlarca takipçilik payenin altını dolduramadılar. İnsanları daha dikkatli olmaya çekmek yine tecrübeli gazeteci ve yazarlara kaldı.

Darbe iletişimi

Olayların durulduğu andan itibaren ortaya çıkan bilgilere göre darbe girişiminde olan kişilerin iletişim kanalları da ortaya çıktı. Ajansların geçtiği bilgilere göre darbe girişimcileri kendi aralarında kurdukları “Yurtta Sulh Biziz” isimli WhatsApp grubunu kullanmış. İddialara göre kesecekleri yollardan enterne edecekleri komutanlara kadar tüm önemli bilgileri bu küçük telefon grubu üstünden gerçekleştirmişler.

WhatsApp’ın doğası itibarıyla tüm bilgiler şifrelendiği için bunların okunması ve kesilmesi imkansız hale gelmiş. Ancak bu yapının içinde yazılmış olan mesajlar kesinlikle silinemediği için, zinciri oluşturan telefonlardan bir tanesinin bile ele geçirilmesiyle tüm gizlilik çöktü. Bütün yazışmalar açığa çıktı.