Devletimiz bizi internetin büyük zararlarından korumaya odaklandı ve konuyla ilgili en önemli adımını attı: 22 Şubat günü alınan birbirinden önemli kararlar internet geleceğimizi kökünden etkileyecek. Şimdilik sadece sessiz sedasız bir biçimde Bilgi Teknolojileri Kurumu’nun internet sitesinde duruyorlar.
İlk haberler gazetelere sessiz sedasız internette kara liste hazırlanacak şeklinde yansıdı. Biz bu haberleri size tabi ki TKNLJ farkıyla duyurduk.
Şimdi bu habere konu olan maddelerin detayına girelim. Önce maddelerin tanımlar bölümünden iki adet tanım çekerek aslında neyle karşı karşıya olduğumuzun ipuçlarını verelim sizlere:
Aile profili: Kullanıcının Kurum tarafından işletmecilere gönderilen kara listedeki alan adı, IP adresi, port ve web proxy sitelerine erişmin sağlanmadığı profili
Güvenli internet hizmeti: Abonelerin talebi üzerine bu Usul ve Esaslar kapsamındaki işletmeciler tarafından sunulmak zorunda olan, alan adı, IP ve port listesi üzerinden seçilen profile göre sunulan filtreleme hizmetini
İşlem kaydı: İşlemin ileriki bir tarihte tanımlanabilmesini teminen söz konusu işleme ilişkin olarak tutulan ve en az işlemi yapan kişi, işlemin yapıldığı tarih, yapılan işlemin detayı ve niteliği ile işlemi yapan kişinin bağlandığı nokta bilgilerini içeren elektronik kayıtları
Bu tanımlar hazırlanan kararın içinde sıkça tekrarlanan kavramların meali… Sanırım ne tür bir yanlışlığa doğru gidildiğini yavaş yavaş kavramışsınızdır. Şimdi gelelim olayın özüne:
BTK nasıl hazırlanacağı tanımlanmamış bir filtreleme listesi hazırlayacak. Bunu servis sağlayıcılar ve Türk Telekom’a sunacak. Servis sağlayıcılar bu filtrelerle karşı çıkamayacakları güvenli internet hizmetini standart profil, çocuk profili, aile profili ve yurtiçi internet profili şeklinde adları konmuş dört adet profil oluşturacaklar. Bu filtreleme dosyası ortak bir noktada duracak ve devletim bunları genişletip daraltabilecek. Her seferinde yeni kararlar göndermek yerine bu dosya üstünde oynama yapılacak ve internet sansürü otomasyona bağlanmış olacak.
Servis sağlayıcılar devlet tarafından hazırlanmış bu filtrelemeyi son kullanıcılara ücretsiz olarak sunacaklar. Olayın meşru bir hale getirilmesi için internet hizmeti almadan önce hepimiz servis sağlayıcımızdan “Müşteri, bu sözleşme ile kendi rızası dahilinde Kurumun belirlediği profillerin içeriğini kabul etmektedir” yazan bir madde imzalamak zorunda olacak. Böylece sansüre rıza gösterdiğimizi hukuki olarak da kabul etmiş olacağız.
“Güvenli” yani filtrelenmemiş internet kullanacak olan kullanıcılar standart adı verilen bir sistemin içinde olacak. Ama servis sağlayıcılar bu kullanıcıları “başlarına gelebilecekler” konusunda bilgilendirmekle yükümlü olacak. İşin en eğlenceli yönlerinden biri de servis sağlayıcılar Ocak ve Mayıs aylarında zorunlu olarak devletin onlara verdiği uyarıcı metinleri müşterilerine vermek zorunda olacaklar.
Servis sağlayıcılar devletin belirlediği internet paketi ve profilleri üstünde hiçbir şekilde değişiklik yapamayacaklar. Bu kurumlar isterlerse kafalarına göre kara listeyi genişletebilirler. Ama onlara verilmiş olan beyaz listelere, yani her ne şekil ve şartta olursa olsun girilmesi gereken internet sitelerine dokunamayacaklar.
Servis sağlayıcıları her ay düzenli olarak kaç ailenin hangi filtreyi kullandığını devletimize rapor edecekler! (Devletimizin kimlerin bu paketi kullandığını isteyip istemediğini raporda göremedik)
Bu maddeler resmi gazetde yayımlandıktan 6 ay sonra devreye girecek.