Cihan Haber Ajansı’nın haberine göre Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın 19. duruşmasında, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) özel hayatın gizliliğini gerekçe göstererek mahkemenin istediği telefon görüşme kayıtlarını göndermediği açıklandı. Mahkeme, bu konudaki avukatların itirazlarının İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine hükmetti.
TİB’in bu konularda verdiği kararı anlamak mümkün değil. Hemen bu konuda şu anda yürümekte olan davalara bir göz atalım: Soruşturma aşamasında şike davası sürüyor. Bir katilin özel hayatı özelken, bir ülkede iş adamlığı yapan ve şu ana kadar kanıtlanmış en büyük suçu birileriyle konuşmak olan bir kulüp başkanının tüm konuşmaları tüm basına servis ediliyor. Ağzından çıkan sözler, gönderdiği SMS’ler, yediği yemekler… Sonra bir futbolcuyu salak yerine düşürmek için düğmeye basılıyor. Bu da özel hayata müdahale değil: “Hocam şike yapmak caiz midir?”
Gerek sansür/filtre gerekse internet hukuku konularında sıkça dile getirdiğimiz gibi… Eğer siz bu ülkede bir şeyleri kanunla sabitleyerek açık nokta kalmamacasına tanımlamazsanız işte böyle olur: Katil olduğu sabit biri için özel hayatın gizliliğini istersiniz, ama ne suçu olduğunu hala kimsenin bilemediği insanların özel hayatlarını gazetelere servis edersiniz…