İnternet Kurulu, BTK’ya gönderdiği filtreleme raporunda, dünyadan örnekleri de araştırarak önemli bir araştırmayı BTK ve kamuoyuyla paylaşmış. Bu raporun üstünden yapacağımız bir çalışmayla Türkiye’de olması ve olmaması gereken şeylere daha rahat ulaşabiliriz…
Suç Barındıran İçerik Ve Cinsel İstismarın Filtrelenmesi: Almanya ve İtalya Örneği
Almanya ve İtalya’da internetin filtrelenmesi zorunludur. Alınan tedbirler kapsamında bu uygulama tüm ülke nüfusu tarafından kullanılıyor ve tüm yasal olmayan ve suç barındıran içerikler kaldırılıyor. Avrupa Birliği’ne üye bazı ülkelerde cinsel istismar içeren içerikler zorunlu filtrelemeye maruz kalmaktadır. Bu doğrultuda Almanya ve İtalya’da yasal zorunluluklar mevcuttur ancak bunlar henüz uygulamaya geçirilmemiştir. Diğer taraftan bazı ülkelerde zorunlu internet filtrelemesinin ifade özgürlüğünü etkilediğine dair endişeler mevcuttur. Bazı ülkelerde filtreleme programları yasal olmayan içeriklere erişimi engellemek için internet servis sağlayıcılarının gönüllü taahhüdü olarak işlemektedir.
Türkiye’deki eksikliklerin başında bu geliyor. BTK kendini savunduğu kimi televizyon programları ve yetersiz özel röportajlarda kişilerin internetin filtrelenmesini istemediği gibi bir algıya sahip olduğunu göstermiştir. Oysa durum tam tersinedir, suç unsuru oluşturan sitelerin gerekli prosedürlerden geçirilerek filtrelenmesini herkes istemektedir. Bu ülkelerde cinsel istismar gibi suç unsurları kanunla belirlenmiştir. Ama bizde 1924 yılında yazılan kanunlar ve bunların içtihatlarıyla cinsel istismar kavramları üstünde gidilmektedir. Sanılanın ve umulanın aksine bu iş Almanya’da Reichstag hükümeti sırasında hazırlanan kanunlarla yapılmamaktadır. Dikkat edildiği üzere devletin bir filtreleme girişimi yoktur. İsteyen gönüllülük kapsamında istediği servis sağlayıcıdan bu filtrelemeyi alabilmektedir.
Siber Güvenlik Planı: Avustralya
Çocukların çevrimiçi ortamda korunması alanında politik uygulamaların karmaşıklığı göz önüne alındığında Avustralya, Kanada ve İngiltere gibi bazı ülkelerde politik uyumluluğu arttırmak için ulusal önceliklerin tanımlandığı daha bütünsel politika uygulamaları tercih edilmektedir. Avustralya’nın Siber Güvenlik 2008 Planı ulusal stratejiye iyi bir örnek olarak adlandırılmaktadır. Bu plan kapsamında siber güvenlik eğitimlerinin verilmesi, farkındalığın arttırılması kapsamında etkinlikler yapılması, hukuki yaptırımlar, internet servis sağlayıcıları için ulusal bazda zararlı içeriklere karşı internet filtrelemesinin yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
2008 yılından bu yana bir kanun ve yönetmelik üstünde çalışan Avusturalya, başarısız bir filtreleme girişiminin ardından halen bunun akil bir yolunu aramaktadır. Yine sanılanın aksine bu kanunlar biz üstünde iki ay çalıştık bu iş tamamdır, 6 ay sonra da yürürlüğe girer oldu bittisine getirilmemektedir.
Yasal Ve Teknik Düzenlemeler Yapıldı: Avustralya, İtalya, Japonya ve Kore Örneği
İtalya ve Kore’de yasak ve yasa dışı içeriklerin yasaklandığına ilişkin yönetmelikler mevcuttur. Avustralya, İtalya, Japonya ve Kore’de uyar-kaldır prosedürleri uygulanmaktadır.. Avustralya ise internet filtreleme uygulamalarını henüz planlama aşamasındadır.
Avustralya, Japonya ve Kore yasal ve teknik düzenlemeleri bir arada yapan ülkeler arasında ilk sırada yer almaktadır. Bu ülkeler mevzuatlarını sürekli güncelleyerek ya da internete özel yeni mevzuatlar hazırlayarak çocukları internetin zararlı içeriklerinden korumaya çalışmaktadırlar. Japonya ve Kore içerik düzenleme çalışmalarını sürdürerek yasal olmayan ya da zararlı olan içeriklerden çocukları korumaktadırlar ve servis sağlayıcılar tarafından yasal olmayan içeriklerin filtrelenmesini zorunlu hale getirmektedirler.Japonya’da servis sağlayıcılar reşit olmayan cep telefonu kullanıcılarını korumaya yönelik filtreleme gibi teknik düzenlemelerin yapılmasını tartışmaktadır. Japonya’da ulusal politika yaklaşımı kapsamında “Gençlere Güvenli İnternet Kullanımı Sağlayan Çevre Kalkınma Yasası” 2008 yılının Haziran ayında uygulanmaya konulmuştur.. Bu yasa mobil telefon operatörlerine filtreleme servislerini zorunlu hale getirerek çocukları internetin yasal olmayan içeriklerinden ve internetteki zararlı bilgilerden korumayı ve Bilgi Teknolojileri alanında okuryazarlığın geliştirilmesini desteklemektedir. Japonya’da Mobil İçerik Değerlendirmesi ve Gözlemlenmesi Birliği, İnternet Reytingi Gözlem Enstitüsü ve Değerlendirme ve Filtreleme İrtibat Kurulu öz denetim kurulları olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Japonya’nın filtreleme servislerinin yaygınlaştırılması kapsamında hazırladığı aksiyon planı filtreleme servislerine erişimi desteklemektedir.
Japonya ve benzeri ülkelerde bu gibi aksiyonlar alınırken daima şeffaflık içinde hareket edilmektedir. Japon ilgili kurumlarına kapanan sitelerle ilgili bilgi sorulduğunda uzmanlık düzeyine göre cevaplar verilmektedir. Yine bahsi geçen ülkelerde daha önce belirtildiği gibi kimin ne sebeple ne için kapatıldığı detaylarıyla anlatılmaktadır. Eğer ülke bir siteyi yanlışlıkla kapatırsa bunu tazmin etmekle yükümlüdür. Ülkemizde siteler kapatılmakta ve suçsuzluğunu ispat etmekle yükümlüdür.
ABD ve Kanada’da Çocukları İnternetten Korunma Kanunu Var
2000 yılında Amerika’da yürürlüğe konulan Çocukların İnternetten Korunma Kanunu federal fon alımını sürdürmek için okullara ve kütüphanelere yoğunlaşmış durumdadır. Hükümet, internetin güvenli kullanılmasına ilişkin politikalara ve internet erişiminin filtrelenmesine ilişkin teknolojiye sahiptir. Kanada Ceza Kanunu ise yasadışı içeriğin kaldırılmasına ilişkin adli sistem sağlıyor.
Bu zaten herkesin önerdiği bir yöntemdir. Ama örnekten de görülebileceği üzere bu ülkede devlet bir filtre koyarak bunu herkese kalıcı ve karşı konulmaz bir biçimde uygulattırmamaktadır. Zaten kilit nokta ve eleştirilerin düğümlendiği yer burasıdır.
Meksika Örneği
Meksika’da Meksika İnternet Birliği tarafından internet sitelerine olumlu içerik sağlanırken, zararlı içerik barındırmayan web sitelerine güvenlik mührü basılıyor.
Bu en iyi örneklerden biri. Güvensiz siteleri kapatmaktansa güvenli olan siteleri parlatmak ve ön plana çıkarmak söz konusudur. Bu yöntem, siteler için daha uygun içerik hazırlamaya yönelik bir motivasyon kaynağı haline gelmiştir.
Filtreleme Yaygın Kullanılıyor: Kanada, Danimarka, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve İngiltere Örneği
Kanada, Danimarka, Yeni Zelanda, Norveç, İsveç ve İngiltere gibi bazı ülkelerde yürürlüğe konan öz ve karşılıklı denetim anlaşmaları kapsamında cinsel istismar içeren görseller ve içerikler internet servis sağlayıcılar tarafından filtrelenmektedir.. Yeni Zelanda İç İşleri Bakanlığı Dijital Çocuk Sömürgeciliği Filtreleme Sistemi ile cinsel istismar barındıran zararlı içerikleri engellemek için internet servis sağlayıcılarını desteklemektedir. İngiltere Çevrimiçi Çocuk Güvenliği Programı filtreleme araçlarına güven inşa etmek adına hizmet veriyor. Bu program kapsamında filtreleme ürünleri İngiltere Standartları Enstitüsü kapsamında bağımsız olarak test edilerek kullanıcılara ulaştırılmaktadır.
Yine önerilen metodlardan biri… Çoklu yapıya sahip bir kurum, internete konması ve konmaması gereken şeyleri çerçevesi iyi çizilmiş bir yönetmelik kapsamında denetlerken, denetleme programını da yine konuyla ilgili devletin uygun bir kurumu ayrıca incelemeye alıyor. Yani İngiltere, bir devlet kurumunun içinde telekomünikasyon konusunda hem rapor yazmakla hem de fikir geliştirmekle yükümlü kişileri bir de üstüne acaba bu sitelerde porno içerik var mı diye bakmaya zorlamıyor. Bunun bir ayrı uzmanlık alanı olduğunu kavramış ve bu yönde adımlar atmış durumda…
Filtreleme İspanya’da Yasal Zorunluluk
İspanya 2008 yılında yürürlüğe koyduğu uygulama ile potansiyel güvenlik riskleri, teknik düzenlemeler, erişilebilir filtreleme araçları ve internetin yasal amaçlı kullanımı konusunda halkı bilinçlendirmek açısından internet servis sağlayıcılarına yasal zorunluluk getirdi.
Eğer dikkat edilirse “bir” filtrelemenin zorunluğu olduğu söyleniyor. Bu filtrenin devletin adamlarının hazırlayacağı beyaz ya da kara listeden oluşacağı söylenmiyor. Dikkatli okunursa zaten üstünde durduğumuz noktalar bunlar…
Şu ana kadar adı geçen ülkelerde yapılanlar her ne kadar devlet kurumları tarafından bakın tüm dünyada var bizde de olsun şeklinde yorumlansa da değişik bir şey anlatmaktadır. Dünya bu konuya bizden dahi daha temkinli yaklaşmaktadır. Onlarla aramızdaki fark, onlar kişisel özgürlüklere de bizden daha temkinli yaklaşıyor olmasından kaynaklanıyor. Bu ayrımlar da onları gelişmiş ülke, bizi gelişmekte olan ülke statüsünde tutuyor.
Eğer herşeyi dobra dobra konuşmak gerekirse durum şöyle gözüküyor: Bir kesim, kendi hayat görüşünü, çocukları kullanarak ülkenin tamamına dikte ettiriyor. Birinin çıkarak “hayır aslında olay öyle değil” demesini ve bunu somut verilerle kanıtlamasını umutsuzca bekliyoruz…