Batı medeniyeti; özgürlüklerin, demokrasinin, devlet – vatandaş arası ilişkilerin doğru yönlendirildiği bir yerde. Ama bazen öyle zamanlar gelir ki ileri ve geri kavramları durduğunuz yere göre değişir.

Geçtiğimiz aylarda Mısır ve Tunus’ta yaşanan olaylar halkın demokrasi isteği olarak tanımlandı. Ülkede internet erişiminin çok kısıtlı olmasına rağmen, demokrasinin yayılması, Facebook ve Twitter’dan atılan mesajlara bağlandı. Sıkıcı kral ve dikatörlerden bıkan halk sosyal medya sayesinde kurtarmıştı kendini.

Ardından geçtiğimiz günlerde İngiltere’de olaylar yaşanmaya başlandı. Bunlar ülkenin düzenini bozmak isteyen ve amaçsız olarak nitelenen çapulculardı. İnternet üstünden konuştular, Facebook, Twitter ve Blackberry üstünden yazıştılar. İngiliz hükümeti bunun üzerine bu sitelerin sahip ve yöneticilerine birer mesaj göndererek bu tip yazışmaların engellenmesini istedi.

Oysa Arap diktatörler aynı şeyi istediğinde internetin ruhunu anlayamamış “geri zekalılar” olarak tanımlanmışlardı. Bu sitelerin sahipleri telefonlara bile çıkmayınca, sitelere erişim engellenince tüm dünya harekete geçti. Hatta demokratik ülkelerden yola çıkan bir takım internet misyonerleri arap ülkelerine giderek oralara demokrasi getirecek Facebook ve Twitter’ın kullanımı konusunda “dersler” verdiler.

Ama tartışılan yer İngiltere olunca iş değişti.

Birkaç ay arayla yaşanan bu iki olayın bize çok net bir biçimde öğrettiği bir şey var: Kainatta bir tane doğru yok. Eğer varsa bile bu mutlaka Batı’nın doğrusu daha doğru. Söylenen şeyin sesi ne kadar batıdan geliyorsa o kadar doğru.

Oysa unutulmaması gereken çok önemli bir şey var: Dünya yuvarlak. Avrupa’dan yeterince ilerler ve batıya giderseniz karşınıza yine kara kuru adamlar çıkar…