Fiber otoyollardan önce şehirlere girmeli

Bugün Ulaştırma Bakanlığı müjdeli bir haber vermiş: Söylenenlere bakılacak olunursa  Türkiye’nin fiberoptik bağlantı merkezi haline dönüştürülmesi için karayolu ve demiryolu güzergahları fiber altyapı omurgasına tahsis edilecekmiş.

Fikren çok güzel. Fiber narin, insanımız kötü. Bu kabloları çalıp satma üzerine kurulu bir düzende yaşayan, bunun için şehirler dolusu insanı internetten alıkoyan, Türk Telekom’un çalışanlarını tehdit eden hatta öldüren bir kitleyle karşı karşıyayız. Karayolu ve demiryolu gibi korunaklı ve altyapısı düzenli güzergahların fibere ayrılması fikri bizi son derece mutlu ediyor. Ulaştırma Bakanlığı’nı bu fikri etkinliğe dönüştürme motivasyonu için kutluyoruz.

Ne var ki ülkenin internet bağlantı hızlarının istenilen, gönlümüzden geçen yerde olmamasının temel sebepleri arasında İstanbul Ankara otoyolu altından fiber kablonun geçmemesi gelmiyor. İnsanlar evlerinde parasını verdikleri hızı alamıyorlarsa bunun temel sebebi şehir içindeki yapının bakır üstüne kurulmuş olmasıdır. Bakır ülkemizde internetin çıkış noktası olabilir ama o yumuşak metal hepimizin ve servis sağlamak isteyen şirketlerin elini ayağını bağlayan bir konuma gelmiştir. Bakır üstünden geçen her hızın düşmanıdır. Bir ok atımlık mesafenin ötesinde bağlantı hızlarımızın canına okumaktadır.

Evlerimize fiber hızında internetin gelememesinin başlıca sebebi nedir sorusunun cevabını ararken aslında bunun müsebbibi kimdir diye sormamız lazım… Evimize fiber gelemiyor çünkü en büyüğünden en küçüğüne kadar tüm şirketler şehrin içine fiber çekme zorluğu yaşıyorlar. Beher farklı bölgede farklı biri onlardan para istiyor, her isteyen farklı bir tutar istiyor. Fiber zaten özünde pahalı bir teknoloji, bir de böylesi planlanamayan ücretler vermek şirketlerin elini kolunu bağlıyor.

Bu konuya devletin şehirlerarası otobanlarda değil, şehir içinde el atması gerekiyor. Her isteyenin istediği toprak altı fiyatını koymasını engellemesi lazım devletin. Hatta işi biraz daha ileri götürüyorum: Eğer bu ülkede her şeyin başının bilişim olduğunu söyleyen bir başbakan varsa yeraltı fiber maliyetlerini devletin üstlenmesi lazım. O kıskandığımız Amerika bunu yapıyor. O yüzden kıskandığımız ülke konumuna geliyor zaten.

Devlet eğer bu fiber altyapıyı hayata geçirirse hem Türkiye için daha ucuza malolur (belediyeler sıkıysa devletten fazla fiyat istesinler) hem de ülkede küçük şirketler için yeni bir rekabet şansı yaratılır. Rekabetin olduğu yerde fiyatların nasıl düştüğünü havayolu şirketlerinden görebiliyoruz.

Hem bizim Ulaştırma Bakanlığımız değil mi baz istasyonlarına ayrı ayrı para harcamayın bir tane dikip onu paylaştırın diyen? Bunu neden fiberle yapmıyoruz?

Devleti bunu değerlendirmeye, ilgili dernek ve kurumları bunu devletin önüne koymaya çağırıyoruz…