Özellikle bilimkurgu filmlerde karşımıza fantastik robot ve yapay zekalar çıkıyor. Aslında filmlerin devamlılığı için onlara yüklenmiş rolleri oynuyor ve filme renk katıyorlar. Ama sizce onları yapay zekanın bugün mümkün hale getirdiği robotlar gibi incelesek karşımıza ne çıkardı acaba? Gelin bu gözle bakalım:

R2D2, bildiğimiz belki de ilk popüler yürüyen yapay zeka veya bilgisayar. 1970lerin ortalarında yaratıldığını unutmayalım. kendi kendine karar alabilme yeteneğine sahip. Diğer taraftan söz dinliyor ve diğerlerinin lafını ikiletmiyor. Patron ya da sahip diye belirlediği insanlar var ve onların sözünden diğer insanları reddetme pahasına çıkmıyor. Efsaneye göre daha önceki bir film çekiminde birisi bir robot için Reel to Dialogue to gibi bir isim söylüyor ve ismi oradan geliyor.
Filmde birçok görevde kullanılıyor: Uçak kullanıyor, uçağın silah sistemlerini yönetiyor, mesaj getirip götürüyor, veri depoluyor. Başkalarının sistemlerin giriylor, korsanlık yapıyor. Ona karşı gelecek pek bir koruma sistemi yok gibi.
Ama yapay zeka gözüyle bakacak olrsak R2D2 bir aletten çok da farklı değil. Kendi bilinci var tamam. Ama kendine söylenmemiş şeyleri karar verip yapması durumunu çok az görüyoruz. Birisinin verdiği emir karşılığında genelde aksiyon alıyor, kendi kendine dur şimdi adamlar iki duvar arasında sıkışabilirler o tarafı bir deaktive edeyim demiyor. İlla Luke Skywalker eziliyoruz şu duvarları durdur diyecek.
Generative AI puanı: 6 – Humanoid Yetenekler puanı: 4 – Veri İşleme Puanı: 9

Star Trek’in her farklı sezonunda mutlaka farklı bir karakteri olur. Uzun kulaklı bir Vulkanlı, ehlileşmiş bir Klingonlu, geçmişle gelecek arasında zihinsel köprü kuran özel varlıklar… Next Generation serisinin en ilginç karakterlerinden biri Data. Zamanın önde gelen kavramlarından biri olan androiddir. Gemide ikinci kaptanlığa kadar gelen önemli bir karakterdir. Bu onu makine olmaktan ayırır.
Yapay zekanın, özellikle Generative AI konusunun televizyon ve sinemadaki önemli temsilcilerindendir. Çünkü kendi kendine kararlar alır, hatta kararları değerlendirir. Arada resim yapar, müzik besteler, hikayeler yazar. Salt işlemci gücü değil aynı zamanda veri bankasıdır. Çoklanabilir bir varlıktır, tek değildir.
Onun en büyük sorunu insana öykünmesidir. İnsan seviyesinden daha yukarıda olmasına rağmen kendine hedef olarak insan olmayı koymuş ve bunu yazılımsal bir takıntı haline getirmiştir. Bu bakış açısı onun birçok alanda daha iyi olmasına da engel olmaktadır. Eğer yazılımsal olarak insan olma isteği içinden alınabilse, insanlığıa çok daha ileri götürebilirdi
Generative AI puanı: 9 – Humanoid Yetenekler puanı: 10 – Veri İşleme Puanı: 8

Baymax bir çizgi film karakteri olmanın ötesinde ilginç bir yapay zeka cihazı. Öncelikle bu tür filmlerde görmeye alışmadığımız dikey bir hizmet sunuyor sağlık konusunda çalışıyor. Bu konuda ileri adım atabilecek ölçüm cihazlarıyla bezeli. Ama yine enteresan olan şey değiştirilebilir bir hafızası var. Bu sayede bakış açısı değiştirilebiliyor ki bu da onu sağlıkçıdan savaşçıya dönüştürerek Big Hero 6 ekibinin önemli bir unsuru haline getiriyor.
Kendi kendine kararlar alabildiğini hiç görmediğimiz, çözüm yaratan bir robot değil. söylenenleri harfiyen yapıyor hepsi o…
Generative AI puanı: 5 – Humanoid Yetenekler puanı: 6 – Veri İşleme Puanı: 7

Wall-E önemli bir robot. Öncelikle filmin akış tarihine göre eskilerde kalmış ancak hala onca zamana kadar çalışan, kendi enerjisini üretip kullanan bir robot. Bağımsız kararlar alıyor ama bunu kendine verilen görevleri harfiyen yerine getirmek için kullanıyor. hapis kaldığı eski dünyada çöplerden büyük dağlar yaratacak kadar obsesif biçimde bağlı işine.
Bu arada çevresinde gördüğü farklı şeylere de merak duyuyor ki bu onun en ilginç yönlerinden biri. Topladığı çöplerin içinden çıkardığı malzemelerle kendine yaptığı müze bunun göstergesi. Bu bir bug mı yoksa ona yüklenmiş çöpte bulduğu şeyleri ayrıştırma emri mi bilebilmek zor.
Generative AI puanı: 7 – Humanoid Yetenekler puanı: 7 – Veri İşleme Puanı: 7

Her filmindeki ses Samantha. Aslında bir robot değil ama tam anlamıyla bir yapay zeka. İşletim sistemi olarak çıkıyor ama sorulara cevap verme, hoşbeş etme derken aslında insanların ummadığı bir alanda, onlara yarenlik etme aşamasında büyük bir çağ atlıyor.
Samantha normalde yaklaşan takvimi okuyup sorulara cevap verecekken bir anda duygusal yönden de yardımcı olmaya başlıyor. Zayıf ve yalnız insan karakteri ona aşık oluyor ama yapay zeka aşık olmuyor. Aşık gibi davranıyor ve bunu çok iyi yapıyor ama değil. Ancak Sam’in en önemli özelliği sürekli kendini geliştirmesi. Belki insanlığın yapay zeka korkusu burada da kendini gösteriyor. Sam gelişip haydi ben gidiyor daha önemli işlerim var diyor.
Kendini geliştiren ve yaptığı işi mükemmel yapan çok önemli ve bugünlerin bilimkurgu olmayan bir yapay zeka modellemesi Samantha. Örnek alınmalı.
Generative AI puanı: 8 – Humanoid Yetenekler puanı: 1 – Veri İşleme Puanı: 9

Önce number 5 isimli sonrasında karakteri olunca Johnny 5‘e dönüşen bir robot. Yapay zekanın kendini bulması için üstüne yıldırım düşmesi gerekiyor. Keşke yapay zekalar hep böyle aşırı elektrik yüklenmesiyle gelişebilse ama öyle olmuyor. Üstün bir düşünce kabiliyetini kazanan robotun bir anda kendine kodlanan savaşçı kimliğinin dışına çıkıp barışçıl olması filmin en ilginç bakış açısı. Kelebekleri gün batımını ve fıkraları önemser hale geliyor. Yapay zekanın insani şeyleri önemsiyor olması kötü kodlanması veya bizim kibrimizi gösterir. Bu arada bağımsız bir insan gibi hareket ediyor. Emir değil öneri alıyor. Bunu da belirtmek lazım.
Generative AI puanı: 6 – Humanoid Yetenekler puanı: 6 – Veri İşleme Puanı: 6