Girişimin cesur yürekleri

braveHer ülke, daha katma değerli hizmetler verebilmek ister. Her ülke kendi bünyesinden icatlar çıkarmayı hedefler. Bunu kimi ülkeler başarır, kimileri ise başaramaz. Ülkenin bilişim geleceğine yönelik parti programlarının çıkmasına ramak kala sizlere bir ülke bunu nasıl başarıyor biz ne yapıp da başaramıyoruz konusunda somut açılımlar vermek istiyorum.

İskoçya… Ufak tefek bir ülke. Nüfusu, tarımı, madenleri ve genç iş gücü bizimkiyle kıyas kabul etmeyecek düzeyde. Ülkeyle ilgili tarihin herhangi bir bölümünde geçen hangi filmi izlersek izleyelim birilerinin boyunduruğundan kurtulmak istemişler öyle bizim gibi Akdeniz’i İskoç gölüne filan çevirdikleri olmamış.

Biz, gururlu Osmanlı torunları, ülkemizde katma değer yaratabilmek için Ar-Ge yapmak, yenilikler yaratmak isteyen gençlere kilolarca kağıt doldurtuyoruz. Parayı çalışanların maaşlarının bir bölümüne sayıyoruz. Başvurudan en az 6 ay sonra ödemelere başlayabiliyoruz. İnsanları canından bezdiriyoruz.

İskoçlar değişik bir yöntem bulmuşlar: Üniversitedeki öğrencilerinin hocalarına başvurmalarını sağlıyorlar. Akıllarından geçen enteresan fikirleri yönetime sunuyorlar. Bu fikirleri bu işin dersini veren adamlar değerlendiriyor.

Diyelim ki fikir değerli bulundu. Üniversite fikir sahibiyle beraber bir şirket kuruyor. Ortak oluyorlar. Üniversite bu işe ortak oluyor bir başka deyişle. Devlet parayı bu şirkete veriyor ama üniversitenin kontrolünde… Çocuk yazılımcıya verilen parayla koşarak Diyanet İşleri Başkanı Mercedes’i alamıyor yani. Bunun karşılığında üniversite hukuk ve muhasebe gibi fikir üreten insanların çalışma isteklerini yontacak pis işlerden kurtarıyor çocukları. Hatta üniversite yazılım ve teknik işler için kendi bünyesindeki öğrencilerine iş veriyor. Böylece hem istihdam sağlıyor hem de teknik öğrencilerinin iş hayatına atılmadan önce gerçek bir alanda tecrübe kazanmasını sağlıyor.

Şirketin işleri tutmazsa nerede yanlış yapıldığı raporlanıyor, akademik olarak bir daha böyle yanlışların yapılmaması için gelecek vakalara somut veriler bırakılıyor.

Diyelim ki iş tuttu ve hedefler yakalandı. O zaman üniversite şirket değerlemesine göre makul fiyatlarla şirkette sahip olduğu hisselerin tamamına yakınını eskinin öğrencisi, şimdinin girişimcisi gence satıyor.

Bu sayede herkes yapması gereken işi yaparken birçok kişi para kazanıyor, girişimciler garajlarından plazalara çıkıyor, devlet vergi gelirine kavuşuyor, ülkenin uluslararası alanda rekabet gücü doğuyor.

Var mı bizde bunları uygulayabilecek bir cesur yürek?