Hepsiburada satıcılarının müşteriye “Instagramdan yürüme” hakkı var mı?

Pandemiyle birlikte online alışveriş yapanların sayısı arttı. Aynı şekilde online ürün satanların da sayısı arttı. Eğer bu, normal seyrinde bir büyüme olsaldı belki her şey daha düzgün olacaktı. Ama her şey birden bire olunca olağan seyrin dışına çıktık ve olmaması gereken şeyler olmaya başladı.

Bir arkadaşımla konuşurken çok ilginç bir konuyu getirdi gündeme: Hepsiburada üstünden bir firmadan alışveriş yapmış. Aldığı üründen memnun kalmamış. Bunu da yorum kısmında belirtmiş.

Yorum kısmı alıcı ve satıcılar için çok önemli. Fiyatlar aşağı yukarı aynı olduğu için satın alanların yorumlarına benim gibi çok değer verenler vardır. O yüzden de Hepsiburada gibi şirketler yorumların sayısının artması için çok ciddi uğraş verirler. Bu yüzden de yorum kısmı tüketicinin Hepsiburada’ya yaptığı ciddi bir bağıştır aslında.

Bu negatif yorumun ardından bir anda Instagram sayfasında bir mesaj görmüş. Satın almayı yaptığı firma Instagramdan ona mesaj atmak istiyormuş.

Bir bakış açısıyla bunu mutluluk verici bulanlar çıkabilir. Ya ne güzel işte şirket ilgilenmiş arayıp bulmuş diyenler olabilir aranızda. Belki şirket özür dileyecektir, ürünün daha iyisini gönderecektir, kendini anlatacaktır… Veya sen nasıl böyle bir şey yazarsın bana diyecektir… O veya bu.

Burada in çok rahatsız edici şeylerden biri de arkadaşımın yorumunun sitede yayımlanmamış olması ama buna rağmen satıcının mesaj atması. Yani yorum siteye girmeyecek kadar önemsiz ama satıcıya “ispiyonlanacak” kadar önemli. Burada net bir sorun var.

Bizler ürün satın alırken kimlik bilgilerimizi Hepsiburada’ya “EMANET” ediyoruz. Ama bunu istediğin ibi kullan demiyoruz. O sitenin satıcıları bizim isimlerimizi ürünü adres teslim edebilmek adına “EMANET” alıyor. Hiçbirinin bunları kullanım ya da sahip olma hakkı yok. Bunu ben söylemiyorum kanunlar ve kullanıcı sözleşmeleri söylüyor.

Bir satıcı şirketin, büyük ya da küçük, kurumsal ya da patron şirketi… Müşterilerle Hepsiburada dışında muhatap olması kabul edilebilir değil. Şirketin kafaya takıp müşterinin peşine düşüp onu Instagramdan bulması kabul edilebilir değil. Hele ki kadına şiddetin ayyuka çıktığı, kadınların her zamankinden daha çok korktuğu şu devirde.

Bu noktada Hepsiburada’nın satıcılarını uyarması, belki eğitmesi, satıcıların akıllı olması ve insanlara dokunmaması gerekiyor. Bu farklı fikirler arasından “hangisi bize uyuyor” diye baktığınız bir şey değil. Bu bir seçenek değil.

Yazdığımız iyi ya da kötü şeyler için bu şirketlerin iyi ya da kötü niyetlerle bize ulaşmasının engellenmesi gerekiyor. Türkiye’nin ilklerinden olan Hepsiburada’nın bunu başarabileceğini umuyorum.