Hiçbir işe yaramayan tabletler okulları kartondan bilgisayara mahkum bıraktı

Anadolu’daki bir okulda bir öğretmen bilgisayar deyince gözünün önüne hiçbir şey gelmeyen çocuklarının bilgisizliğini biraz olsun alabilmek için kartonları kesip biçip bir bilgisayar yapmış. Öğrenciler merakla bu kartondan alete bakıp dünyanın yarısından fazlasının kullandığı bilgisayarı anlamaya çalışıyor. Onların hayalleri selülozdan silikona geçemiyor biz dünyanın en büyük on ekonomisinden biri olacağız şarkıları söylerken…

Biz 13 bin lira verdiğimiz şahane fotoğraf çektiğini düşündüğümüz telefonlarla ayaklarımızın ve şahane sunumlu yemeklerimizin fotoğraflarını çekerken oradaki çocuklar çobanlıktan öteye geçememeye mahkum kalıyorlar. Bir öğretmenin hiç değilse şekline aşina olsunlar çabalarıyla gelişmeye çalışıyorlar.

Bu fotoğrafı görünce içimden bir şeyler koptu. Biz üç milyar dolar verip sözde bir süre sonra Türkleşecek tablet teknolojisiyle çocuklarımızı eğitecektik. O bilgisayarları öğretmenler bile kullanamadı. Oysa bir zamanlar ucuz olan dövizle dibine kadar ithal edilmiş o aletlerin yerine 10 yıl boyunca okullarda kullanılacak bilgisayarlar alabilir, çocukların hayal dünyasını selülozdan başka şeylerle geliştirebilirdik. Yapmadık yapamadık.

Ben özel okul sahibi olan Milli Eğitim Bakanı olsam sinirimden ağlardım. Yumruklarımı sıkar parmaklarımı kanatacak kadar bastırırdım avuçlarıma. Biz nerelere para harcıyoruz neden o çocuklar . buna muhtaç kalıyorlar derdim. Ben Milli Eğitim Bakanı olmadığım halde söyledim bunları ve avucumun içini yara yaptık tırnaklarımla.

Çok yanlış bir yerlerdeyiz ama bunu kimse söyleyemiyor.  Korkmayın ey erkek ve kadınlar. Ölümden öte köy yok. Siz yılda 30-50 bin TL verip Bakan beyinki de de dahil okullara çocuklarınızı gönderiyor olabilirsiniz. Ama o Anadolu’daki çocuk bilgisayarın tuşlarına dokunmadığı sürece bu ülkede sizin çocuğunuz da cahil kalacak.

Ülkenin aklı en fazla okumuş bireyleriyle değil hepsinin ortalama zekasıyla ileri gidebiliyor.