Bir yazı yazdım, 2014’te bunları çaldık başlığıyla. Basit bir yazıydı. Bir torrent sitesinin verdiği açıklamalardan yola çıkarak en çok “indirilen” film ve dizilerin listesini verdim. Basit ve komik bir haber. TV ve film dünyasını anlamak için kullanacaktım aslında bu haberi. Neler çalınıyor neler çalınmıyor diye. Çünkü çok enteresan işin içinde en çok seyredilenlerin değil, aksine milletin seyretmek istemediği ama merak da ettiği şeylerin çalınması vardı…
Hiç ummadığım tepkiler aldım başta Facebook olmak üzere bütün sosyal medyalardan: “Sen bu indiren insanlara nasıl hırsız dersin…” Sevgili Ekşi Sözlük’e atfen şunu dedim ben de: Ne diyem Mahmut mu diyem?
Önce biraz TDK’da sörf yapalım…
Hırsız: Başkasının malını çalan kimse…
Çalmak: Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak
Aşırmak: edebiyat Başkasının eserinden parçalar alıp kendisininmiş gibi göstermek
Bazılarının romantikliğine bayılıyorum. Çünkü birkaç yerden aynı anda birkaç yerden aşağıdaki resimle “cezalandırıldım”:
Yani deniyor ki çalmak için bir şeyi alıp götürmen lazım. Biz kopyaladığımız için bu çalmak sayılmaz. Korsanlık bu…
Yok hacım olay o değil. Korsanlık diyerek kendine Karayıp Korsanı süsü vermek istemek ve macera dünyasının bir bileşeni gibi hissetmek güzel de sen bayağı çalıyorsun.
Adam bir film ya da dizi çekmiş. Buna milyonlar harcamış, entelektüe bilgi birikimini koymuş. Sen bunu kopyalayınca adam ulaşması gereken kitleden daha az adama ulaşıyor ve kazanması gereken paradan daha az kazanıyor. Dolayısıyla sen adamın filmini değil parasını çalıyorsun. Bu noktada senin ne kadar romantik bir korsan olduğun, ne kadar iyi niyetlere haiz olduğun hiç farketmez. Hırsızsın işte.
Bir adam bir kitap yazmış. Bunun için bir emek harcamış. O ana kadar yaşamayı başarmış. O andan sonra yeni bir kitap için hayatını sürdürebilecek mi belli değil. O yüzden de kitabına bir değer biçmiş ve onu satıyor. Vay efendim bilgi güçtür ben bunu kopyalarım. Yok ya?
Öne sürülen tezlerden yola çıkarak nelerin bize çalma hakkı verdiğine ve vermediğine bakalım:
- Bir televizyon içeriğine hemen ulaşamamak bize çalma hakkı vermez. Çünkü adamlar bunu bizim ülkemiz televizyonlarına satmak istiyor olabilirler. Bu da onların hakkıdır. O yüzden çalmak mübah olmaz.
- Bir bilginin bizim için çok önemli olması, bizim o kitabı çalmamızı gerektirmez.
- Bir kitabın elektronik ortamda bulunmaması bizim onu elektronik ortama koyarak bedava olarak dağıtmamızı gerektirmez. Bu yine de çalmak olur.
- Bir içeriğin Türkiye’de satılmaması bizim onu çalmamazı gerektirmez
- Bir şeyi kopyalamak eğer temel eser ya da fikir sahibinin izni yoksa çalmak olur.
- Bu arada “biz korsanız aslanız kaplanız bilgi özgürdür” diyen adamlar Einstein’ın gizli teoremlerini çalıp herkesin yeni ışık hızı teorileri geliştirmesini filan sağlamıyorlar. Bayağı bildiğin Game of Thrones çalıyorlar. Ehi ehi diyerek seyrediyorlar. O kadar basit.
Ben şimdiye kadar şöyle ağız tadıyla sansürlenmiş bir bilgiyi tüm dünyaya yaymak isteyen bir korsan grup görmedim. Ben şimdiye kadar Albert Camus’nün “Yabancı”sının ya da Steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar”ının dağıtıma girerek çok paylaşıldığını görmedim. Varsa yoksa en son çıkan filmler…
İşin en acayip tarafı ne biliyor musunuz? Bu içeriklerin “korsan” linklerinin paylaşıldığı forum siteleri var… O sitelerde bunların torrentlerinin indirildiği linkler var. Bir diğer forum sitesi bu linkleri çalmasın diye acayip önlemler alınmış. Daha da komiği bu torrentleri indirmeden önce bunun bulunduğu sayfaya “Emeğe Saygı” yazmak zorundasınız… Yani adamlar emek verip kitap yazmış onu çalmak normal… Sen onu tarayıp sitene koymuşsun onun linkini çalmak kötü bir de üstüne emeğine saygı göstermelerini istiyorsun…
Kimse kendini Kara Korsan sanmasın. Hırsız hırsızdır işte…