Amerikan hükümeti, Google, Microsoft, Apple ve diğer teknoloji şirketlerinden, internetteki hareketlerini reklamverenlerin izlemesini engellemek isteyen tüketiciler için bir çözüm bulmalarını istedi. Teknoloji sektörü de zaten bu konuda bir alternatif bulma konusunda hemfikir.

Kişisel bilgilerin korunması ile ilgili olarak uzmanlar ve hukukçular yasal uygulamaların getirilmesi için gerekli baskıyı her geçen gün artırıyor. Senato Ticaret Komitesi yöneticilerinden John D. Rockefeller ise tüketicilerin kişisel bilgileri ile neler yapıldığını bilmelerinin en büyük hakları olduğunu belirtti. Hükümet ise tüketicilerin internetteki her hareketinin izlenerek analiz edildiğini ve kar amaçlı kullanıldığını bilmeleri konusunda önemli adımları atmaya hazır.

Davranışsal reklamcılık adı verilen bu uygulamada reklamverenler, cookies ve benzeri akıllı takip sistemlerini kullanarak kullanıcıların hangi siteleri kullandıklarını, hangi linklere tıkladıklarını, internette neleri arattığından satın aldıkları ürünlere kadar her şeyi takip edebiliyorlar. Şu anda kullanılmakta olan bu sistemin yasal olmakla kalmayıp bir iş modeli haline geldiği belirtiliyor.

Bu alanda bir önlem alınmasını gerekli gören ve internetteki hareketlerin izlenmesini devre dışı bırakabilmeyi öneren organlardan biri ise A.B.D. Federal Ticaret Komisyonu (FTC). Şu anda telepazarlamacılıkta kullanılan, telepazarlama için yapılan aramaların gelmesini istemiyorsanız numaranızı “Do Not Call (Arama Yapılmasın) listesine online ya da telefon ile bildirerek ekletebiliyorsunuz.

Şu anda bu uygulamayı Microsoft ve Mozilla, “Do Not Track” adı verilen teknolojiyi çeşitli şekillerde sunuyor ama bunun tüm sektöre yayılan ortak bir uygulama haline gelmesi gerekiyor. İnternette bu uygulamayı başlatmanın telepazarlamada engelleme koymaktan biraz daha karışık bir yapısı var. Çünkü bu uygulamayı verimli ve kullanıcı kolaylığı sağlayalacak şekilde hayata geçirebilmek için güçlü bir sistem geliştirmek gerekiyor.

Bu konunun en sorunlu yanı ise “Do Not Track”in yalnızca reklamlardan uzak kalmak anlamına gelmemesi çünkü bahsedilen engelleme yapıldığında otomatik şifre kaydetme, yerel haberleri alma gibi fonksiyonlar da engellenmiş olacak ki bunlar pek çok kişinin vazgeçmek istemeyeceği özellikler. Tabii konunun ucunun reklam gelirlerine de dokunacak olması reklamverenleri yakından ilgilendiriyor. Çünkü bu durum 2008’de 775 milyon dolar olan ve 2014’te 2,6 milyar dolar olması beklenen davranışsal reklamcılık alanını da rahatsız ediyor.

Microsoft, Internet Explorer 9.0’da kullanıcılara engellemek istedikleri siteleri belirleyebilecekleri bir kara liste oluşturma imkanı sunarken, Mozilla da Firefox 4’te kullanıcıların izlenmek istemedikleri web sitelerine karşı uyarı koyma sistemi sunuyor. Apple’ın da yakın zamanda “Header” adı verilen benzer bir uygulama çıkarması bekleniyor. Google ise Chrome’da henüz böyle bir adım atmış değil çünkü zaten Dijital Reklamcılar Birliği’nin söz konusu uygulamaya karşı gelen savunmasını destekler konumda. Ancak “Do Not Track”in etkili bir şekilde kullanılması için ortak bir karar alınarak herkes tarafından uyulması gerekiyor.

Future of Privacy Forum’un direktörü ise böyle bir uygulamanın yürürlüğe girebilmesi için reklamverenlerin ortak bir karar alması gerektiğini, aksi takdirde tarayıcı sağlayıcı şirketlerin ya da hükümetin bizzat karar veren mekanizmalar haline geleceğini belirtti. Kişisel bilgilerin korunması alanındaki uzmanlar, Mozilla’nın kullandığı sistemin kullanıcı dostu olduğunu savunurken tarayıcı sağlayıcılarının konuya son derece sıcak baktığını ancak büyük web sitelerinin ve reklamverenlerin ortak bir karar karara varmasının ve bunun için de hükümetin dahil olmasının gerekliliğini belirttiler.

FTC yöneticilerinden Jon Leibowtiz ise yasaları devreye sokmadan bir çözüme gidilebileceğini ve bu konunun sektördekilerin kendi yararına olduğunu belirtirken, kimsenin tüketicilerle karşı saflarda olmak istemeyeceğini belirtti.