İletişimin İkinci Çeyrek Raporu – 2

BTK raporlarında sabit telekomünikasyon rakamlarına girdiğimizde bence en çok dikkat çekmesi gereken şey serbest telekom  işletmecilerinin pazar payları… Sadece 15 ay önce yüzde 15 olan pazar paylayarını 2012’nin ikinci çeyreğinde yüzde 30’a getirerek Binali Yıldırım’ın övünmesi gereken bir tablo yarattılar ama bakanımız bununla çok da övünmemiş ya da övünmüş ama gazetelerin manşetlerine yansımamış.

Uluslararası konuşmalarda En çok Almanya’yı arıyor ve onun tarafından aranıyoruz. Sonrasında aradığımız ülkeler KKTC, Bulgaristan, Rusya ve İngiltere geliyor. En çok bizi arayan ülkelerin başında da Almanya’nın ardından Fransa, İtalya, Hollanda ve İlgintere geliyor. Daha önce belirttiğimiz gibi Türk Telekom arama oranları düşerken kişi başı arama süresi yüzde 2.4 düşerek 199 oldu. Abone başına ortalama çağrı başlatma süresinde de yine düşüş yaşanırken yine bir Türk Telekom mucizesi gözümüze çarpıyor: Kullanıcı başına elde edilen gelir üçüncü çeyrektir üst üste artıyor. Üstelik tüm mobil rakiplerinden de fazla bir ARPU’ya sahipler. Üstelik mobil rakipleri hiçbir zaman geçememiş onu.

Belki raporun en ilginç rakamlarından biri ADSL sayısı: Neredeyse Türkiye’ye geldiğinden bu yana gümbür gümbür yükselen ADSL ilk kez bu çeyrekte abone kaybetti. Tamam yüzde 1.4 veya yaklaşık 100 bin kişi. Ama düştü işte. Bir zamanlar bazı aklıevveller tarafından tek başına 15 milyonları bulacağı dile getirilen ADSL 6 milyon 736 bindoen itibaren düşüşe geçti. Bu düşüşün faktörlerine baktığımızda anlamlı data bulmak çok kolay: Mesela fiber yıllık yüzde 147 artmış ve 470 bini bulmuş. Bilgisayar ve cepten mobil internet 105 milyona ulaşmış. Haneler doyuma ulaşmış, vs… Ama ADSL ilk defa düşüşe geçti. Bakanımız bunu söylemedi gazetecilerimiz de yazmadı.

ADSL düşüşe geçti deyince felaket senaryoları gelmesin aklınıza: Halen TTnet pazarın yüzde 82.9’una hakim, en yakın rakibi Superonline yüzde 8 bile değil. Penetrasyon bakımından ele alındığında ülkemizin genel durumu hiç de parlak değil. Avrupa’nın sonuncusuyuz. Karasal hatların geniş bant penetrasyonunda yüzde 10’u anca geçiyoruz. Bu alanda birinci İsviçre yüzde 40’a yakın. Sabit – mobilbant birlikte penetrasyonda Meksika’yı geride bırakmayı başarmışız. Ama bizim toplam penetrasyonumuz 24.6 iken birinci Kore’nin yüzde 136!..

Hız mevhumunda da sınıfta kaldığımız söylenebilir. Çünkü bizim ADSL’imizin en hızlı tarafı, 8 megabite KADAR internetimiz yüzde 80 gözüküyor. Ama 2 megabit ve onun altı, yani yüz karamız, pazarın yüzde 10’unun üstünde. Ama interneti bilgisayardan mobil olarak kullananların da durumu içler acısı: Bu şekilde internet kullananların yüzde 33’ü 50 megabaytın altında internet kullanıyor. Bu anlamda ülkenin yüzde 55’i 250 megabaytın altında data çekiyor. Bant geniş ama hepsi o… Cep telefonuna geldiğimizde durum daha da feci: Cep kulanıcılarının yüzde 37’ye yakın bir kısmı 5 megabayt ve altı kotayla internet kullanıyor. Bu kitlenin sadece yüzde 22’si 250 megabaytın üstüne çıkıyor. Durum üstünde tartışılmayı hakediyor.

2010 yılının başından beri, yaklaşık 2 buçuk yılda bu pazarın nasıl değiştiğine bakacak olursak: TTnet yüzde 89’dan yüzde 76’ya inmiş. Diğer servis sağlayıcıların oranı 6.7’den 10.2’ye çıkmış. Fiber neredeyse sıfırdan 6.1’e gelmiş. Yapılması ve yapılmaması için yerin göğün birbirine katıldığı Yerel Ağın Paylaşıma Açılması (YAPA) sistemiyle hepi topu 6.273 bağlantı açılmış.

Ülkemizde 2012 yılının ortası itibarıyla 307.6 bin .tr uzantılı internet sitesi var. En çok .com.tr kullanılıyor. Avukatlar av.tr adresini benimsemiş ve 4 binden fazla kullanmışlar. Ama doktorlar dr.tr adresini hiç sevmemiş ve hepi topu 59 adet satın almışlar.

e-Devlet kapısının yaygınlaşmasıyla kullanımı giderek artan elektronik ve mobil imzalar da iyi durumda. Elektronik imza 402 bin, mobil imza 223 bin. Elektronik imzada GSM şirketleri yeterince iyi gidemediler gibi duruyor. Zira mobile göre sayısı fazla olan elektronik imzanın artış hızı da daha fazla.