İngiltere’nin Teknolojiyle İmtihanı

İngiltere’de yaşanan olaylar Türkiye’de her ne kadar çok geniş yer bulmasa da aslında ilginç detayları içeriyor. Geçtiğimiz hafta başlayan ayaklanmalar giderek yaygınlaşıyor ve daha ne kadar yaygınlaşacağı konusunda kimsenin bir fikri yok. Her geçen saat başka şehirlerde ayaklanmalar oluşuyor. Daha fazla polisin buna çözüm olup olmayacağı henüz bilinmiyor.

Görüntüler Gazze şeridine, bütün dünyanın sinirlendiği Suriye’ye, Mısır’a benziyor. Bütün bu olaylar karşısında “kaygıyla izliyoruz” açıklamaları yapanlar, şimdi tatillerini erken keserek işlerinin başına geçiyor. Yanlış anlaşılma olmaması açısından hemen belirtmem gerekiyor; Sözünü ettiğim detaylar bu olan olayların bir adım gerisinde. Bu yazı teknolojinin topluma dokunduğu noktayı anlatıyor.

Bu olaylar karşısında asıl ilginç olan konu teknolojinin rolü ve toplumun buna verdiği tepki. İngiltere Avrupa’nın herhangi bir ülkesinden daha fazla kamera barındırıyor. Olaylar başladığından beri yüzlerce kişi tutuklandı, yapılan açıklamalarda çok daha fazlasının tutuklanacağı bildiriliyor. Helikopterler havada çekim yapıyor, yüzler BBC’den yayınlanıyor, halk tedirdin bir biçimde televizyonlardan çocuklarının yüzünü görüp göremeyeceğini bekliyor. Ancak bütün bu yüksek teknolojiye ve bunu halka yayan medyaya rağmen ayaklanmalar durmuyor. İnsanlar fişlenmekten, yakalanmaktan korkmuyor. Gerçek isimleriyle Facebook üzerinden ayaklanmaların yaşandığı yerleri öğreniyor ve oraya giderek olaylara dahil oluyor. Bu olaylar bende 1995 yapımı “Strange Days” ve 1999 yapımı “Fight Club” ı hatırlatıyor.

Burada düşünülmesi gereken nokta bu tanıma teknolojilerinin, kameraların, hızlı hareket etme kabiliyetini sağlayan medyanın halkın karşısında ne kadar etkisiz kaldığı. Belli ki ayaklanma kıvılcımı başladığında artık bu teknolojiler tamamen hükümsüz. Hiç kimse panoptikon‘un diğer tarafında kimsenin izleyip izlemediğini umursamıyor.

[youtube]xkUB0P5OpgI[/youtube]

Bu da aslında toplumsal açıdan bakıldığında teknolojinin sadece bir ilüzyon olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor. Robotlar sistemi yıkmıyor, toplumun yoksul kesimi bunu yapıyor. Yeterli eğitim almamış toplum kurallarını özümsememiş, dışlanmış kişiler, kendi paradigmalarını umursamadan dayatabiliyorlar. O çok güvenilen teknoloji bile buna engel olamıyor.

Şu anda İngiliz hükümeti üzerinden teknolojinin bir kontrol aracı olma sınavı devam ediyor, bütün dünya da buna şahitlik ediyor. Bu akşam hava kararırken hiç kimse açık bir biçimde belirtmese de özellikle yöneticilerin aklındaki soru şu olsa gerek;

Teknoloji sadece ondan korkanları mı kontrol ediyor?