İnternette tam bir salak muhabbeti

Severim Google’ı… Ararız içinde, film seyrederiz, elektronik postalara bakarız. İnternet vaktimizin ve data trafiğimizin büyük bir bölümünü alır.

Devletimiz pek sevmez Google’ı çünkü burada vergi vermezler, ama para alırlar, reklam alırlar. Türkiye’nin internet trafiğini kullanırlar ama alt yapısına katkı ve destekte bulunmazlar. Türkiye’de şirket bile açmazlar. Sonra bir de Atatürk videoları var…

Ben dün itibarıyla Google’dan fiilen soğudum. Sebebi çok basit: Bilindiği gibi dikkat çekmek isteyen bir salak Innocence of Muslims diye bir kısa film yaptı. Tüm dünyadaki müslümanlar ayağa kalktı. Bazıları ayağa kalkmakla kalmadı sandalyenin üstüne çıkıp elçilik bastı, elçi öldürdü, polis otobüsü yaktı, olabilecek her türlü arbedeyi çıkardı.

Dünyanın en sevilen ülkesi olmayan ABD, filmi yapan salağın yüzünden dünyanın daha daha da az sevilen ülkesi haline geldi. Bunun üzerine Youtube’a resmi kanallardan videoyu kaldırın dedi. Google videoda dine saldırılıyor, insanlara dokunmuyor o yüzden de bizim nefret söylemi kodlarımıza girmiyor bu yüzden de bunu kaldırmayacağız dedi. Tüm bunları söyledikten sonra önce Mısır ve Libya’da, ardından Afganistan ve Pakistan’daki kullanıcıların video erişimini kısıtladı.

Aynı şey Atatürk ile ilgili olduğunda videoyu kaldırmayı da, erişimi engellemeyi de reddetmişlerdi. Bu anlamda Google için ikiyüzlü tanımlamasını yapmak teknik olarak hakaret değil tespit olur.

Peki bu kadar aptalca kararın sonunda dünyada ne değişti hep beraber bakalım:

Bu adamlar bu filmi çekti diye ifade özgürlüğü arttı mı? Hayır mesela Türkiye’de hala isteyen kanunlar çerçevesinde istediğini istediği adama söyleyemiyor.

Peki ABD daha çok sevilen bir ülke oldu mu? Aksine, belirttiğimiz gibi Libya’ya savaş gemilerini sürüp kontrolsüz güç gösterisi yaptıkları için mevcut kötü imajları biraz daha çirkinleşti.

Dünya Recep Tayyip Erdoğan’ın muhteşem çıkışıyla Birleşmiş Milletler nezdinde “müslümanlara bir daha böyle bir şey yapılmasın” gibi bir karar çıkarabilecekler mi? Daha neler. Hatta yeni yeni meşhur olup dünya tarihine adını yazdırmak isteyen salaklar türeyecek ve daha sert filmler çekecek, karikatürler çizecek, yazılar yazacaklar.

Peki kim ne kazandı? İşte aslında anahtar sorular bunlar. Hatırlanacağı üzere dünyada her iş radikalizme doğru gidemez. Her toplum zaman zaman radikal dünyadan soğur ve içinden çıkılmaz olan bu sistemden dışarı çıkabilmek için adımlar atar. Dünya da bu trende girdi. Birilerinin adını arap baharı koyup madalyayı internete takmaya çalıştığı bu dünyada tek kazançlı, halkı radikalizme çekmeyi bir takım beyinsiz radikaller oldu. Yine galeyana getirdiler, yine yanlarına gelmemesi gereken adamları yanlarına çektiler.

Muhtemelen şu anda dünya, olması gereken yerden iki yıl daha geriye gitti. Google bunu dedi, ABD bunu demedi, bir salak meşhur olmak istedi diye…