İletişim dünyası çok tehlikelidir. Güzel kelimeler her zaman sizin istediğiniz sonucu vermez. Bu yüzden kelimeleri sakız gibi bir süre çiğneyip farklı bir gözle de bakmak, başkalarından görüş almak gerekir. Vücudunuzdaki her kıpırtı güzel fikir olmayabilir. Bazen sabah saatlerinde ısıtmadan içtiğiniz süt de vücudunuzda kıpırtılara neden olabilir.
Bilkom Türkiye uzun zamandır yapmadığı şeyi yapıp iPad2 ürünlerini neredeyse Avrupa ile aynı anda Türkiye’ye getirdi. Fiyatlar da ilginç bir şekilde Avrupa’nın kmi ülkelerine kıyasla daha hesaplı oldu. Üstelik Bilkom önce davranıp ürünlerini üç gün sonra satacağını, nerelerden satacağını duyurdu.
Bu noktaya kadar doğru giden iletişim, satışın başladığı ilk gün, satışın başlamasından 6 saat 46 dakika sonra gelen elektronik postayla yerle bir oldu. Bilkom, iPad2 o kadar yi ve insanlar onu öylesine almak istiyor ki ilk günden dükkanlara üşüştüler, internet sitemize de çok fazla ilgi gösterildi haberi yapmak istedi. Ama ne yazık ki iletişim biz o kadar öngörüsüz ürün getirmişiz ki getirdiklerimiz ilk 6 saatte tükendi internet sitemizde de yine öngörüsüz davrandığımız için çöktü haberine dönüştü.
Basın bülteninin orijinal hali şöyle siz istediğiniz gibi okuyun: Türkiye’nin tek yetkili Apple distribütörü Bilkom güvencesi ile Japonya ile aynı anda satışa çıkan iPad2’ler yalnızca 6 saatte tükendi. Bilkom`un online satış kanalı store.bilkom.com.tr`de yüksek talep sebebi ile sık sık kilitlenmeler yaşandı.
Komedi şovlarında söylenen şeyi burada da dile getirmek gerekiyor: Mal kendini zaten satıyor. Çok özel bir iletişime ihtiyaç yok. Ama ne olur biraz dikkat etsek söylenenlerin nereye çekilebileceğine…
Bu arada 6 saatte tüketilen ürünlerin haberinin gelmesi, bülteninin yapılmasına karar verilmesi, yazılması, onaylanması ve bunun servisinin 46 dakika içinde gerçekleştirilmesini gerçekten sağlayabilecek ekip, rekorlar kitabının en az 8-10 sayfasını işgal etmelidir. Buna hemen inanıp yazan gazeteciler de…