Kanunun üstünde karar alabilmek

İzmir Konak Belediyesi, bu hafta ilginç bir karar alarak ilçe sınırları içinde baz istasyonu kurulabilmesi için kendilerinden izin alınması “şartını kabul” etti. Bu ilginç bir karar oldu zira baz isasyonu dikmek ve çalıştırmak için zaten kural ve kanunlar mevcuttu. Örneğin buzdolabı çalıştırılması için yetkilendirilmiş bir kurum yok ama bunun için yetkilendirilmiş onlarca yüzlerce kişiden oluşan Bilgi Teknolojileri Kurumu adında bir kurumumuz var. Ama belediyenin CHPli meclis Üyesi, kendini Baz Mehmet olarak tanıtan Mehmet Gökçe, böyle bir karar alınması için önayak olmuş.

Aslında bu ne demek bakalım: Kanunlar, bir ülkedeki en önemli kurallar bütünü oluşturur. Anayasa ile çelişmediği sürece bir ülkedeki kurum ve kuruluşların ne yapacağını ne yapmayacağını onlar belirtir. Bir ülkede kanunların altında yönetmelikler, alt kararlar da olabilir elbette. Örneğin İzmir Konak Belediyesi’nin çöp toplama saatlerini TBMM’ye bir yasa tasarısı haline getirip sunması gerekmez. Kendi kararını kendi alır, ister sabah altıda ister akşam onda toplar. Ama bu noktada dikkat etmemiz gereken bir husus var: Örneğin Konak Belediyesi “ben çöp toplarken çöplerini kırmızı poşete koymamış insanları üç gün hapis ile cezalandırırım” şeklinde bir karar alamaz. Çünkü hem kanunlar ona bu yetkiyi vermemiştir hem de alacağı karar kanunlarla çelişmektedir. Eğer kanun ile çelişen bir durum olursa kazanan daima kanundur.

Gelelim Konak Belediyesi baz istasyonu hikayesine… Yeni Asır Gazetesi haberine göre Baz Mehmet şunları söylemiş: “Şimdiye kadar BTK ile sözleşme yapan GSM şirketleri yere baz istasyonu kurabiliyorlardı. Ancak bundan böyle yönetmeliklere uyacaklar.”

Baz Mehmet’in kanunen kaçırdığı birkaç nokta olmuş: GSM şirketleri BTK le zaten yönetmelikler kapsamında baz isasyonu için sözleşme yapıyor. Baz istasyonu dikilecek yerin durumu, okul ve hastanelere olan uzaklığı, yaşama alanlarına uzaklığı göz önünde bulunduruluyor. Avrupa’nın önde gelen kurumlarının aldığı baz istasyonu değerlerinin çok altında değerlere izin verilerek isasyonlar dikiliyor. Bu isasyonlar dikilince de kurumun görevi bitmiyor, mutad zamanlarda ve birileri huzursuzlandığında Ankara’dan kalkılıyor, Edirne’den Ardahan’a kadar gidilip ölçüm yapılıyor.

Bu ülkede iş yapmak isteyen kurum olmak da, bu kurumları denetleyen kurum olmak da çok zor. Biri kendini duygusal olarak kötü hissettiğinde o çevredeki binlerce kişinin konuşmasını sağlayan baz istasyonlarının varlığının sorgulanabildiği bir ülkede, bir de baz Mehmetlere söz anlatıyor olmak çok zor…

Ben PKK karar vereni olsam… Her büyük ile birer kişi konuşlandırır, baz isasyonlarını şikayet ederdim. Sizce Güneydoğu’dan mı zarar verilebilir bir ülkeye, yoksa iletişim altyapısını sıfırlayarak mı? Bunu bir kez düşünmekte fayda var.