Birgün gazetesinin haberine göre İstanbul Beylikdüzü’nde iki okul müdürüne başta Gezi eylemi olmak üzere sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle Bakanlık inceleme başlattı. Eğitim Sen’li öğretmenler hakkında başlatılan incelemenin gerekçesi “devlet büyüklerine hakaret” ve “devlet memuru vakarıyla bağdaşmayan hareketlerde bulunmak” olarak gösterildi.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından görevlendirilen müfettişler tarafından saatlerce sorgulanan öğretmenlere 2012 yılından bu yana Tvvitter ve Facebook üzerinden yaptıkları tüm paylaşımları soruldu. Müdürlerden Twitter üzerinden yaptıkları sohbetler hakkında açıklama yapmaları da istendi. Soruşturulan ve hakkında açıklama yapılması istenen tvveetler arasında, 4+4+4 eğitim sistemine yönelik yorumlar, 2 Temmuz Madımak Katliamı ile organ nakli sırasında ölen hastalarla ilgili ifadeler de var.
[Tweet “MEB müfettişleri Zaytung’dan alınarak paylaşılan haberleri öğretmen soruşturmasına dahil etti”]
Tüm dünyada tartışılan sosyal medyanın kurumsallık ya da bireyselliği henüz bir eksene oturtulamadı ama maaşallah Türkiye’de böyle bir sorun yok. Eğer bir öğretmen payaşırsa öğretmene Milli Eğitim müfettişleri saldırıyor. Eğer polis saldırırsa içişleri bakanlığından insanlar bakıyor. Peki bu insanların özeli, kendilerini ifade edebilecekleri bir alan yok mu? Arkadaşlarıyla da mı konuşamayacaklar?