Özelinize girmek serbest, dedikodu meşru

Artık internet ortamına koyduğunuz her bilgi sizin özelinizden çıkıyor. İnternet devletin resmi olarak kanunlaştırmasıyla kamuya açık bir bilgi platformu haline gelecek. Diyelim ki Facebook’a bir resim koydunuz. Bu resme ulaşılabiliyorsa, bu resimden çıkarılacak haberlere karşı gazeteciye “benim özel dünyama karışıyorsun” suçlaması getirilemeyecek.

Yeni getirilen kanunla itibarınızı kişisel bilgilerin korunması kanunuyla saklayamayacaksınız. Evinizde kapınız kapalıyken yaptığınız herşey özelken bu bir şekilde siz veya bir başkası tarafından internet ortamına düşerse kamuya açık bir bilgi olarak nitelendirilecek.

Bildiğiniz gibi basına sık sık yansıyan dinleme haberleri söz konusu. Diyelim ki birisi sizin telefonunuzu veya internet yazışmalarınızı o ya da bu yöntemle dinledi ve bunları internete aktardı. Bunu dinleyen ve aktaran kişiye karşı dava açma hakkınız varken doğru ya da yanlış bu bilgieri basın yayın organlarıyla paylaşan kişilere karşı herhangi bir yaptırımınız bulunmuyor. Yasa tasarısının kişisel bilgilerin ifşa edilmesiyle ilgili herhangi bir detay verilmemesi şimdilik ilgi çekici olarak niteleniyor. İnternet ortamında yapılan tartışmalara bakılacak olunursa bu yasanın çıkma sebebi olarak seçim süreci boyunca bir takım bilgilerin ifşa edilmesine hazırlık yapıldığı fikri çıkıyor ortaya.

Eskiden sürmekte olan bir davayla ilgili süreçleri etkilememek mantığı vardı. Şu anda çıkarılan yasayla bu mantığın da ortadan kalktığı çıkıyor ortaya.

Yasa, sizi dinleyen, sizin isteğiniz dışında bilgilerinizi kamuya açanlar hakkında verilen cezaları da artırıyor. Ne var ki tasarıda, özel hayatın gizliliğini ihlal suçları için “bu fiillerin hukuka aykırı olarak işlenmesi” kriteri getiriliyor. Tasarının gerekçesinde ise istihbarat faaliyeti çerçevesinde, hakkında suç isnadı bulunmayan kişiler arasındaki telefon konuşmalarının dinlenmesi ve kayda alınmasının suç oluşturmayacağı ifade ediliyor.

Bir örnek vaka çizelim: Yani diyelim ki bir kişi, uyuşturucu kaçakçılığı yüzünden dinlemeye alınıyor. Sizin herhangi bir suçunuz yok ve takipte de değilsiniz. Ama uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgili kişiyle bir telefon konuşması gerçekleştiriyorsunuz. Onunla konuşurken (örneğin) karınızla yaşadığınız sıkıntıları dile getiriyorsunuz. Dinleme yasalara aykırı değil. Bu bilgiler internet ortamına aktarılıyor. Sizinle alakalı olmayan uyuşturucu satıcısı dinlenmesinde karınızla ilgili sorunları manşette görmeniz tamamen kanunlar çerçevesinde gazetecinin hakkı haline geliyor.

Deniz Baykal’ın vakasını ele alalım. Baykal’ın videolarını çekmek kesinlikle suç ve bunu yapanlara karşı ciddi bir ceza artırımı gündemde. Ama görüntüleri çeken kişi bunu payaştığı anda bir takım medyanın bunu internet sitesi, televizyon ve gazetelere çıkarması suç unsuru oluşturmaktan çıkıyor. Baktığınızda bu durum zaten fiilen mevcut. Ama bu fiiliyat meşrulaştırılıyor.

Uzmanlar çıkarılacak yasayı “dedikodunun meşrulaştırılması” olarak tanımlıyor. Gazeteciliğin serbestleşmesi olarak adlandırılmaya çalışılan bu madde aslında basının haber kalitesine vurulmuş bir darbe olarak karşımıza çıkabilir.