Türkiye tam fiber trenini yakalamaya başlamışken devlet nereden çıktığı kimin çıkardığı bilinmez bir karar aldı: Eğer bir yerde fiber varsa ikincisini çekmeyin ülkenin parası çarçur olmasın, aranızda anlaşıp fiberi paylaşın…
Harika bir karar gibi gözükse de ne kadar saçma olduğu hemen ortaya çıktı: Fiber bu ülkede büyük oranda tek bir kurumun, Türk Telekom’un tekelinde. O da açık bir şekilde bunu diğerleri sahip olsun istemiyor. Bu yüzden de gerek yarattığı yüksek fiyat politikası, gerekse yokuşa sürme isteğiyle bunun önünü kesiyor. Bunu Vodafone, Superonline ve TELKODER başkanları üstüne basarak söyledi.
Türk Telekom gibi yatırımcılarını korumakla yükümlü bir şirketin bunu yapmasını yadırgamıyoruz. Şirketlyer için çoğu zaman karını maksimize etmek ve piyasa etkin gücünü korumak, ülke yararının önünde gelebilir. Ancak bunun için kurulmuş kural koyucu kurumlar var. Örneğin BTK… Kurum 8 ay boyunca bu konuya hiçbir müdahalede bulunmadı. 8 ay boyunca ülkede bir metre dahi fiber kablo çekilemedi. Kim kazandı sorusu cevaplandığı için geçiyorum. Peki kim kaybetti? Metropollerin göbeğinde ADSL’e mahkum bırakılmış, 8 megabite kadar garabeti altında internete girmeyi başaramayan halkımız…
Hafta sonu Hürriyet gazetesinde fiber savaşa hızlı müdahale başlığı altında adımlar atıldığı söylenmesi bana bir şey ifade etmiyor. 8 ay bir ülke için çok büyük bir kayıptır. Saniyede 100 megabit hızla 8 ay boyunca kaçan bir trendir bu. BTK’nın daha önce, daha hızlı müdahale etmesi gerekirdi. Yapamadılar.
Bugün söylenenlere bakılırsa Ulaştırma Bakanlığı internet sitesinde yayınlanan “Geçiş Haklan Yönetmeliği Usul ve Esasları’nda yeni düzenlemelere yer verlidi. Düzenlemeyle, belirli iki nokta arasında uçtan uca erişim sağlanamadığı (talep edilen güzefgahın sadece belirli kısımlarında kapasite veya altyapı olması) durumunda alternatif operatörlerin uçtan uca olmayan eksik olan parçaları tamamlayıcı yatırım yapabilmeleri mümkün oluyor. Parçalı yatınm, esas olarak belirli iki nokta arasmda planlanan bir yatırımın tesis paylaşımı çerçevesinde kısmen mevcut tesis üzerinden ve bunun olmadığı yerde bağlantı yatırımının kazı gibi yöntemlerle tamamlandığı bir yatırım modelini ifade ediyor.
Yeter mi? Kesinlikle yetmez. Lütfen ülke olarak biraz kendimize gelelim. Bu ülkede alternatifli bir fiber şebeke olmadığı sürece ne yapsak ne desek suya yazmış olacağız. Bu ayıbı silelim üstümüzden.