Sehven bizi aptal yerine koymak

Milliyet gazetesinde Abbas Güçlü ve ekibi önemli bir başarıya imza atarak YGS sınavında sorular arasında şifreleme olduğunu doğrular nitelikte bilgi ve belgeler buldu.

Ama ÖSYM kesin ve net olarak her şeyi reddetti. Şuursuzca reddetti.

Şimdi bizi ne kadar salak yerine koymaya çalıştıklarını söylenenlerin hepsini yakından inceleyerek görelim.

Şu bilgilere inanıyorsak salağız… Eğer gerçekten inanabilecek kadar salak olduğumuzu düşünen varsa onlar salak aslında:

Bir imtihan yapıldı ki içinde herhangi kötü bir şey yoktu. İmtihanda kimsenin kopya çekememesi için 1 milyon 700 bin kitapçık basıldı. Aslında 100 tane farklı bassalar yeterli olurdu ama polemiğe girmek istemediler 1 milyon 700 bin adet farklı kitapçık bastılar. Bunun için dünyanın en gelişmiş dijital matbaasını kullandılar. Çünkü her seferinde farklı kitapçık basacağınız bir milyon 700 bin kitapçık için çok ciddi bir yatırım ve teknoloji gerekir.

Birbirinden farklı milyonlarca kitapçık işini gördü. Sonra soruların basına verilerek herkesin bilgilendirilmesi gerekti. Bunun için her nedense yeni bir kitapçık hazırlama zahmetine girilmesi gerektiği konusunda hemfikir olundu. Yetkililerden biri oturup bir kitapçık hazırladı. Kitapçığı hazırlarken şans eseri rakamları küçükten büyüğe doğru sıralarsanız ve bunları doğru şekilde işaretlerseniz size 30 sorunun 24’ünün cevabını doğru olarak verecek bir kombinasyon çıktı. Bu kombinasyonun çıkma ihtimali 72 katrilyonda birdi. Ama 72 katrilyonda bir ihtimal de olsa böyle bir şans vardı sonuçta…

Fakat şans faktörü bununla da bitmiyordu: 72 katrilyonda bir ihtimalli, 1 milyon 700 bin birinci sınav kağıdını hazırlayan bilgisayarın tarihi 3 gün geriydi. Her beş milyonda bir bilgisayardan bir tanesi bunu mutlaka yapar üç gün geri kalırdı…