Şirketler devletlere karşı

mansetTüm dünyada teknoloji devi şirketler, alışılmadık bir biçimde bağlı bulundukları ülkelerin hükümet, kanun yapıcı ve yönetici kadrolarına karşı çıkmaya, sesini yükseltmeye başladı.

Bundan sadece birkaç sene öncesine kadar teknoloji şirketlerinin devletlerin her tür bilgi edinme isteğini karşıladığını, hatta bilgileri harmanlayarak anlamlı veriler elde edilmeye çalışıldığını Edward Snowden anlattı bize. CIA ve NSA çalışanı bu istihbaratçı, ABD hükümetinin nasıl tüm elektronik verileri ele geçirdiğini, bunları harmanlayarak insanların tüm bilgisini elde ettiğini detaylarıyla açıkladı. Basında sadece yüzde biri çıkabilen bu bilgilere bakıldığında özellikle ABD hükümetinin hiç kural ve kanun tanımadan terörist tehditlere karşı yapılandırdığını dile getirdiği sistemlerle insanları izansızca dinleyip fişlediği dile getiriliyordu.

Ne var ki 2016 yılının başından itibaren teknoloji şirketleri hükümetlerden gelen ve ardı arkası kesilmeyen bu isteklere karşı sesini yükseltmeye başladı. Bu dalganın başlangıcı olarak Apple’a yapılan FBI’ın telefonları dinleme isteği bir sembol oldu. FBI, bombacı olduğu iddia edilen kişinin telefonunu kırmayla başlayan isteklerine kısa süre içinde sonrasında elinde telefon olan herkesin dinlenmesi için mekanizmalar kurulması isteğini getirdi. Apple, bu açılan arka kapıdan kimin nasıl dinlendiğinin bilinemeyeceğini, eğer açık kapı bırakılırsa buradan kötü niyetli kişilerin de girebileceğini söyleyerek bunu reddetti. FBI sonrasında telefonu kırmanın bir yolunu kiraladığı bilgisayar korsanları aracılığıyla yaptı. Bunu da herkese nispet yaparcasına duyurdu.

Geçtiğimiz hafta içinde Microsoft sürpriz bir çıkış Amerikan hükümetini mahkemeye verdi. Şirket, istihbarat birimlerinin Microsoft kullanıcılarının özel yazışmalarına ve kişisel bilgilerine izinsiz erişmesinin anayasaya aykırı olduğunu düşündüğü için bu hareketi yaptı. Microsoft bir verinin evden çıkıp örneğin bulut ortamına aktarılması durumunda şahsi güvenlik alanından çıkmadığını söyledi. Bir de rakam vererek aslında hükümetin ne kadar yüksek bir korku imparatorluğu kurmaya çalıştığını vurgulamış oldu: Yetkililer kişisel hesaplardan bilgi toplamak için son 18 ayda 5 bin 624 başvuru yaptığını, 2 bin 600 başvurunun gizli tutulması için mahkeme kararı çıkarıldığını belirtti.

Google’ın yaptığı da diğerlerinden aşağı kalan bir hareket değil: Google yeni güvenlik önlemleriyle kullanıcıları kötü saldırılardan korumayı hedeflerken bu korumayı devlete karşı da zenginleştirdi. Devletin kullanıcıların hesabını ve bilgilerini ele geçirmek için bazı korsanları kullanarak yaptığı saldırıları ayrıştırabilen Google, bu konuda herkesi uyarmaya başladı. Kullanıcıların hesaplarına saldıranın devlet olduğunu açıkça dile getirecek olan Google, Gmail Security hizmetini yukarı çekmeyi planlıyor.

Şirketlerin geçtiğimiz yılların aksine devlet mekanizmalarına bu kadar karşı çıkabilmesinin sebebi biraz da esas müşterilerinden gelen tepki yüzünden. Kullanıcılar artık devlet dahi olsa kimseyle bilgilerini paylaşmak istemiyor. Bilgileri paylaşan şirketlere de ciddi biçimde tepki koyuyor. Örneğin kısa mesaj gönderim uygulaması WhatsApp’ın bu verileri paylaştığı Telegram isimli uygulamanın verileri şifreleyerek bunu imkansız hale getirdiği söylentisinden sonra WhatsApp mesajlaşmaları şifreli hale getirdiği duyurdu ve her mesajın ardından bunu kullanıcılara söylemeye başladı.

Özellikle Google ve Microsoft, bulut bilişim hizmetlerinin devlet tarafından takip ve kontrol edildiği söyleminden son derece rahatsız. Yapılan araştırmalara göre verilerini bulutta tutan şirketler, bu tip söylentiler yüzünden bulut bilişimden koparak yeni arayışlara giriyor.