Sorun sosyal medya değil onu kullanmak zorunda hissetmek

Uzmanlarla geçinemediğimiz, anlaşamadığımız önemli bir nokta var: Onlar sosyal medya paylaşımlarını günümüz sorunları arasındaki en belirgin nokta olarak görüyorlar. Ben farklı bir açıdan yaklaşıyorum: Sorun insanların sosyal medya kullanması değil, sorun insanların kendilerini bunu kullanmak zorunda hissetmesi, onlar için olmazsa olmaz olması. İki yaklaşım arasındaki fark şu: Uzmanlar suçu biraz sosyal medyaya buluyorlar sanki. Ben bu şartların oluşmasına neden olan kapitalizmden devlet bakış açısından insanlara kadar olan bir yelpazeyi suçlu buluyorum.

  • Madame Curie radyumu bulduğu zamanlarda insanlar geceleri parlayan bu sıvıyı cinselliği artırsın diye, süper güçlere sahip olmak için, bir daha hiç hastalanmamak için içip durmuşlar. Sonunda kanser olmuşlar ama ne kanseri biliyorlar o yıllarda ne de radyumun yoğun kanserojen etkisini. Şu anda sosyal medya tam olarak o noktada…
  • Eskiden, antik çağlarda, Ege’de insanlar hasat festivalleri yaparmış. Orada şarap içip kafayı bulurlarmış. Şarap içindeki alkol konusunda hiçbir fikirleri yokmuş. Derlermiş ki Tanrı bizi çok seviyor şarap içince bize mutluluk veriyor. Yok abi tanrıyla alakası yok sarhoş oldun sen diyen yokmuş tabi ki… İşte sosyal medya o zamanlardaki alkol…

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, sosyal medya paylaşımlarının bir ihtiyaç haline gelmesiyle ortaya çıkan sorunları ve sosyal medya bağımlılığına karşı neler yapılması gerektiği hakkında bilgi verirken şunları söyledi:

Hep olumsuz etkilerine bakalım

“2021 verileri ile birlikte sosyal medya kullanımının dünya nüfusunun neredeyse yarısını kapsadığı biliniyor. Pandemi dönemi ile birlikte ilgili platformlara karşı yoğun bir talep oluşmaya başladı. Bu durumda da telefonlara gerek kalmadan yazılı, sözlü ve görsel olarak neredeyse tüm görüşmeler ve bilgi paylaşımları yapılabiliyor. Bunun yanı sıra sosyal medyanın kültürel etkileşimler, toplumsal paylaşımlar, genel kültür edinimi gibi bazı olumlu etkileri olsa da görünmeyen olumsuz kısımlara da bakmakta fayda var. Görünmeyen ikinci tarafta daha çok sosyal medyaya karşı bağımlı olmuş ve gününün büyük bir çoğunluğunu bu tarz platformlarda paylaşımlarla geçiren, işlevselliğinde azalma olan bireyler bulunuyor.” 

Ödüllendirilmişlik duygusu sosyal medyada bağımlılık yaratabiliyor

“Yaptığımız paylaşımların önemli bir kısmı, beynimizin haz bölgesini tetikliyor ve bu durum bizi sürekli paylaşım yapmaya sevk ediyor. Haz, beynin ödül mekanizmasını tetikleyerek dopamin salgılanmasına sebep olurken dopamin de beynin içerisinde ‘ödüllendirilmişlik duygusu’nu aktive ediyor. Dolayısıyla kişi her paylaşım yaptığında yaşadığı anlık tatmin hissiyle birlikte ‘paylaşım yapmaya devam et’ algısını oluşturuyor.”

Durursanız uyuşturucu yoksunluk etkisi yapıyor

“Sürekli ve hızlı şekilde salgılanan dopamin miktarıyla beyin içerisinde yeni bir normal algısı oluşuyor ve eski yaşanmışlıklar kişiye yeterince haz vermemeye başlıyor. Böylece paylaşım yapma arzusu giderek artıyor. Aslında bu durum da beynimizdeki ‘bağımlılık’ kavramına denk düşüyor. Gönderilerin ikinci şahıslar tarafından birçok kez paylaşılabilmesi, takipçi ve beğeni sayılarının artması gibi sebepler, kişide yoğun bir tatmin olma duygusu oluştururken bireyin bu unsurlar üzerine koyduğu hedeflere ulaşabilme oranları ve sosyal medya platformlarında vakit geçirme isteğini de pekiştiriyor. Sürekli tüketim bir süre sonra mutsuzluğu beraberinde getirirken kişi birtakım sorunlar yaşayabiliyor. Sosyal medya bağımlılığı gelişmiş kişi, sosyal medyada vakit geçiremediği için daha mutsuz ve keyifsiz hissederken, iş, aile ya da sosyal çevreyle vakit geçirmekte zorlanabiliyor ve ne yazık ki hayata adapte olma konusunda güçlük yaşayabiliyor.”

Paylaşım yaparken ‘hak ihlali’ göz önünde bulundurulmalı

“Beğenilmeyi önemseyen bir birey, sırf beğeni alabilmek için paylaşım yaparken; partnerinden ayrılan bir birey sadece o kişi görsün mantığıyla bile sürekli paylaşım yapar hale gelebiliyor. Özellikle çocuklarla ilgili yapılan paylaşımların kötü niyetli bazı insanlar tarafından farklı amaçlarla kullanılabileceği göz önünde bulundurulması gereken en önemli noktalardan biri. Yine bireyin kendi hak ihlali de bu süreçte söz konusu olabiliyor. Dolayısıyla ebeveynlerden çocuklarının paylaşımlarını yaparken öncelikle bu fotoğrafların farklı amaçlarla kullanılabilecek olma tehlikesini ve ‘Çocuğum acaba ilerleyen yaşlarda bu paylaşımları onaylar mıydı?’ sorusunu ve ihtimallerini düşünmeleri çok önemli.”

Sosyal medya bağımlılığını nasıl daha sağlıklı yönetebiliriz? 

“Öncelikle bağımlılık döngüsünün kabulü çok önemli bir yer tutmaktadır. Sonrasında sosyal medya detoksu yaparak belirli saatlerde yahut belirli amaçlarla sosyal medya kullanımı, haz erteleme metodu ile paylaşım yapma aralarının açılmasını sağlama, yeni aktivitelerle uğraş tarzında bazı yönetme biçimleri belirlenerek sosyal medyada geçirilen vaktin minimum düzeye indirilmesi hedeflenebilir.”