Bugün Habertürk’te Ankara kaynaklı bir haber çıktı. Haberde Binali Yıldırım’ın ağzından çıktığına emin olduğumuz bir cümle dikkatleri çekti: “Sosyal medya büyük toplulukları gaza getirebiliyor. Bu bir tehdittir. Tedbir alınması lazım”. Buna nasıl emin olabiliriz? Haberi Ankara’nın deneyimli muhabiri Olcay Aydilek yaptı. Boşa konuşmaz, bir şeyi ulaştırma bakanına rağmen de söylemezdi.
Habere göre kamu güvenliğinin gerektirdiği ve zorunlu kıldığı’ durumlarda müdahale edilmesi gündeme geldi. “Henüz çok ‘ham’ sayılabilecek düzenleme uyarınca güvenlik güçlerinin de uyarısıyla Ulaştırma Bakanlığı, toplumsal çatışma yaratabilecek, kamu güvenliğini tehdit edecek olağanüstü olaylarda, sosyal medyaya müdahale edecek. Erişim, ‘anlık’ ya da ‘saatlik’ engellenecek.” ibareleri bulunan haber herkesi çok şaşırttı.
Ben en çok insanların buna şaşırmasına şaşırdım. Çünkü bu durum zaten şu anda fiilen mevcut. Hatırlanacağı üzere Türkiye’de bazı resmi kurumlara sanal saldırılar düzenlendiğinde rastlantı sonucu o gün Türkiye’nin interneti toptan bozulmuş, kurumlarımız bu saldırıları atlatmıştı. Bazıları bunun bir tesadüf olamayacağını söylese de biz tüm vatanseverler olarak tesadüflere inanmıştık.
Bugün haberin ardından Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, başta Twitter ve Facebook olmak üzere sosyal medyaya müdahale etmenin söz konusu olmadığı bildirildi. Sosyal medya sitelerine herhangi bir “sansür” uygulaması olmadığı belirtilen açıklamada, “Bakanlık bünyesinde sosyal medya sitelerine müdahale edilmesine yönelik herhangi bir çalışma yapılmamaktadır” dendi.
Aslında bu açıklama tartışmaya daha çok açık zira Bakanlık şu anda fiilen sosyal medyaya aile ve çocuk profillerinden müdahale ediyor. Sosyal medyayı kapatmanın adını güvenli internet koyarak algıyı kaydırmış olsalar da şu anda fiili müdahale zaten mevcut.
Bugün bütün gün, bu söylediklerimiz tartışılmadan sanal bir yazışma yürütüldü.
Aslında korku çok gerçek: Ya birisi yalan ve dolan bilgiyle hepimizi kandırıp kitleleri yanlış yönlendirirse? Bu yaşanmadı mı? Hem de defalarca yaşandı. Bu tufaya devlet büyükleri bile düştü. Bu noktada ülkede interneti engelletmeye çalışmak yerine yapılması gereken tek şey var: Halka iletişim kurmayı, okuduğunu anlamayı, her söylenene atlamamayı öğretmek. Ancak ülkemiz bilişim ve iletişim baronlarının bu konu yerine tartışacak onlarca daha önemli başlığı var: iPhone 5, en ucuz operatör kim, beleş Windows nereden indirilir gibi…
Güvenli internet tartışılmasın diye önünü kestiğiniz hurmalar, esas ihtiyacınız olduğunda midenizi tırmalar.
Son olarak başlıktaki soruya cevap verelim: Sosyal medyanın kapatma düğmesi şu anda görünür bir yerde olmayabilir. Ama her şey insanları aile filtresine geçirmek kadar kolay. Bir düğme var bizden içeri…