İnternet evrensel bir iletişim hakkı ancak hak ve doğru gibi kavramlar yerine ve zamanına göre değişir bildiğiniz gibi. Bundan yıllar önce ABD Suriye ve İran’ı şer ügeninin bir köşegeni olarak gösterdiğinde bu ülkelerle iş yapılmasını yasakladı ve sivil toplum kuruluşlarından insani yardım örgütlerine, devlet kurumlarından özel şirketlere kadar bu ülkelere iş yapan herkesi cezalandıracağını söyledi. Tavrı çok netti.
Ancak ABD aradaki sözde internette doğan Arap baharını atlamıştı. İnternet üstünden örgütlenen “özgürlük” hareketlerinin yayılabilmesi için bağlantı gerekiyordu. Bu bağlantı Suriye’ye birkaç koldan geldi: İtalya, Türkiye, Almanya, Çin, vs… Bu ülkeler ayrı ayrı fiber hatları üstünden ülkeyi internetle buluşturup barıştırdılar.
Ancak ülkelerin birbiriyle olan ilişkileri şişede durduğu gibi durmuyor bir öyle bir böyle değişiyordu. Bu bağlamda Esad’ın ismi Esed oldu, ilişkiler de “oraya gelirsem görürsün” “gel yiyorsa gel” gibi seviyesiz bir düzleme geldi. Ardından Suriye’den düzenli olarak haber geçen Tim Marshall isimli bir SkyNews muhabiri “bu internete bir şeyler oluyor, bir gidiyor bir geliyor” demeye başladı. Ardından internet gitti.
Renesys isimli güvenlik şirketinin ölçümlerine göre önce Türk Telekom’un taşıdığı trafik sıfıra indi, ardından bu yükü İtalyanlar üstlenmişti ki onlar da gitti. Çin, Suriye ve İran konusunda takındığı tavır yüzünden internet yükünü aldı ve mevcut trafiğini yaklaşık 3 katına çıkardı. Şu anda durum normale dönmüş gözüküyor. Tim Marshall’dan da kötü bir haber yok ve Tweetlerine devam ediyor.
Haberi önce internet sitelerimiz verdi, ardından Milliyet gazetesi kağıt sürümünde birinci sayfadan gördü. Bunun üzerine sabah saatlerinden itibaren bütün internet siteleri ve gazetelerin online yayınları haberi görmeye başladı. Öğlene doğru Türk Telekom açıklama geçerek bunun müsebbibinin kendileri olmadığını, Suriye’den kaynaklanmış olabileceğini dile getirdi. Sonrasında anlaşılmaz bir biçimde bütün internet sitelerinde bu haberler görünmez hale geldi ve kayboldu. Bu haberlerin nasıl kaybolduğunu bilemiyorum muhtemelen Bermuda Şeytan Üçgeni tadında bir sarmal var. Bakalım ben de bu haberi yazınca aniden kaybolma yaşarsak ve hala hayattaysam sebeplerini mutlaka sizlerle paylaşırım.
Orada neler olabileceğine dair ihtimalleri gözden geçirelim:
- Türk Telekom bu bağlantıyı sonlandırmış olabilir. Ama Türk Telekom bunu kesin bir dille yalanlıyor. Bunun tersini kanıtlayabilecek bir veri olmadığı sürece Türk Telekom’un dediği kesin ve net doğru kabul edilmelidir.
- Suriye’de yaşanan karmaşa, sokaklarda tankların gezmesi ve sağa sola serbest atış yapması haline dönüştü. Bu serseri kurşunlardan biri oradaki hatların kopmasına neden olmuş olabilir. Bu çok küçük bir ihtimal ve bunu yapabilmek için ciddi bir yetenek gerekiyor ama imkansız değil.
- Suriye, Türkiye ile yaşadığı Esad-Esed dönüşümünün ardından uçakların çizgiyi tam geçti geçmedi polemiğiyle düşmesiyle Türkiye’ye olan güvenini kaybetmiş ve “Şimdi Recep Tayyip Erdoğan bizim interneti dinleyip Facebook’tan özel mesajlaşmaları görüp CityVille uygulamasından ona buna davet göndermesin” diyerek o bağlantıya giden trafiği durdurmuş olabilir.
- Daha önce bizim bir depremin ardından yaşadığımız Akdeniz fiber kesintisi tarzı, kimsenin öngöremediği bir mücbir sebep olmuş olabilir. Bu imkansız değil ama buna kim inanır? 80’li yılların esprileriyle cevap vermek gerekirse, Kadir İnanır.
2000 yılında 30 bin internet kullanıcısı olan ülkede 2010 yılı rakamlarına göre 4 milyon kullanıcı var ve penetrasyon oranı yüzde 18 civarı. Bu insanları internetten ayırmak, görüşümüz ne olursa olsun bizim insanlığımıza yakışmaz. Ülkedekiler interneti kullanarak terörist eylem yapacak diye interneti toptan kapatmaya çalışmak ülkenin tamamını terörist yerine koymaktır. Bunun insanlıkla zaten hiç alakası yok.
Bütün bunlar aslında internetin devletler üstü bir mekanizmayla korunması gerekliliğini ortaya koyuyor. Şu anda Suriye’nin internet uzantısı .sy yönetimini ABD şirketleri yapıyor. O şirketlerin ABD kanunlarına göre ceza almaması mucize gibi bir şey… George Bush “demokratlığında” bir başkan .sy adreslerini kapatın dese “ama onu uluslararası organizasyonlar yönetiyor” diyen çıkar mı? Kadir İnanır.
Voltaire şöyle demiş: “Monsieur l’abbé, je déteste ce que vous écrivez, mais je donnerai ma vie pour que vous puissiez continuer à écrire” Tam Türkçesi şu: “Mösyö başrahip, yazdıklarınızdan tiksiniyorum. Ama yazmaya devam etmeniz için hayatımı verirdim” Biz düşen uçak ve kurulan PKK kamplarının potansiyel müsebbibi Suriyelilerin internete girebilmesi için hayatımızı verir miydik?
(Verebilecek olsak Candide ayarında bir eser yazan biri çıkardı be aramızdan)