Tekel kalksın, bağımsız organlar denetlesin

Anayasa Mahkemesi, elektronik haberleşme sektörünün devletin ve toplumun her alanını yaşamsal bir şekilde etkilediğini, bu nedenle de “stratejik öneminin” bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğine dikkat çekerek, küresel düzeyde yaşanan gelişmelerin, telekomünikasyon hizmetlerinin geleneksel tekelci ve devletçi yapıdan çıkarılarak, bağımsız kuruluşlar tarafından düzenlenmesi ve denetlenmesini zorunlu kıldığını belirtti.

CHP, Elektronik Haberleşme Kanunu’nun bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. İptal istemini oyçokluğu ile reddeden Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararı Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Teknolojideki büyük gelişimin, telekomünikasyon sektörünün yapısını değiştirmesine neden olduğunun kaydedildiği gerekçede, şu tespitte bulunuldu:

“Küresel düzeyde yaşanan gelişmeler, telekomünikasyon hizmetlerinin geleneksel tekelci ve devletçi yapıdan çıkarılarak, özel sektörün de katılımıyla rekabetçi bir ortamda verilmesi sonucunu doğurmuşsa da yeni operatörlere yetki veya lisans verilmesi, bu operatörlerin piyasaya girişindeki engellerin kaldırılması, piyasaya yeni giren operatörlerle üzerine evrensel hizmet ara bağlantı görevi yüklenmiş olan operatörlerin birbirine bağlı olup olmadıklarının izlenmesi ve yüksek maliyetli veya düşük getirili yerlerde de hizmet sunumunun sağlanması gibi gereklilikler, elektronik haberleşme sektörünün bağımsız kuruluşlar tarafından düzenlenmesi ve denetlenmesini zorunlu kılmaktadır.”

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)’nun görevlerini yerine getirirken bağımsız olduğu, hiçbir organ, makam, merci veya kişinin kuruma emir ve talimat veremeyeceğinin hükme bağlandığının anımsatıldığı gerekçede, BTK’nın idarenin bütünlüğü içerisinde yer aldığı, kamu yararı amacıyla düzenleyici işlemler yaptığı, genel idare esaslarına göre faaliyet gösterdiği, gördüğü hizmet sürekli ve asli nitelik taşıyan bir kuruluş olduğu belirtildi. Gerekçede, kanun ile BTK’ya elektronik haberleşme sektöründe rekabeti tesis etmek ve korumak, rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı uygulamaları gidermek amacıyla ilgili pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere ve gerekli hallerde diğer işletmecilere yükümlülükler getirme yetkisi verildiği kaydedildi. BTK’ya, elektronik haberleşme sektöründe rekabeti tesis etmek ve korumak, rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı uygulamaları gidermek amacıyla yetki verildiği ve bu yetkinin temel esasları ve çerçevesinin belirlendiğinin ifade edildiği gerekçede, şu değerlendirme yer aldı:

“Yasakoyucunun bir konuyu en ince ayrıntısına kadar düzenleme yetkisi bulunmaktaysa da temel esasların ve çerçevenin belirlenmesi koşuluyla, uzmanlık gerektiren teknik konulara ilişkin ayrıntıların yasada düzenlenmemesi hukuk güvenliği ve belirlilik ilkelerine aykırılık oluşturmaz. Kuruma verilen gerektiğinde işletmeciler arasında uzlaştırma prosedürünü işletme, uzlaşma sağlanamadığı takdirde ilgili taraflar arasında aksi kararlaştırılıncaya kadar geçerli olmak üzere gerekli tedbirleri alma yetkisinin temel esasları ve çerçevesi belirlenmiş olduğundan, iptali istenen kuralın hukuk güvenliği ve belirlilik ilkelerine aykırı bir yönü yoktur.”

Gerekçede, BTK’ya verilen “işletmeciler, kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden ihtiyaç duyacağı her türlü bilgi ve belgeyi alma yetkisi”nin, elektronik haberleşme sektörü ile ilgili şikâyetleri değerlendirme ve denetim işlevlerini gerektiği gibi yerine getirebilmesi amacıyla sınırlı olarak kullanılabileceği ifade edildi.

BTK’ya verilen yetkilerin, teknik konuları içeren ve uzmanlık gerektiren yetkiler olduğunun altının çizildiği gerekçede, söz konusu yetkilerin ancak elektronik haberleşme sektöründeki aynı veya farklı pazarlarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere uygulanabileceği kaydedildi. Gerekçede şöyle denildi:

“Küresel düzeydeki teknolojik, ekonomik ve toplumsal gelişmeler sonucunda elektronik haberleşme sektörünün doğal tekel özelliğini yitirdiği ve sektördeki hizmetlerin özel sektörün de katılımıyla rekabetçi bir ortamda verildiği bir gerçek ise de, elektronik haberleşme sektörünün devletin ve toplumun her alanını yaşamsal bir şekilde etkilediği, bu nedenle de stratejik öneminin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceği açıktır.”