Teknoloji başınızı iyi yönde döndürmeyecek

Deniz tutması, yol tutması, uçak tutması gibi kavramları duymuşsunuzdur. Ya yolda giderken başınıza gelmiştir, ya yakınlarınızdan biri yolda giderken mide bulantısı çekmiştir.

Vücudun gelişen dünyaya karşı geliştiremediği bir hatası bu aslında. Bazı tıp kaynakları diyor ki duran cisimler ve gitmekte olan bir geri plan… Yani arabada yaşadığımız olay… Beyin bunu zehirlenme olarak algılıyor. Çünkü zehirlendiğimizde görüşümüz bulanıklaşıyor ve başımız dönüyor. O yüzden de bu salağın vücudundan bu zehiri çıkarayım diyerek harekete geçiyor, kusma etkisi yaratıyor.

Ericsson’un teknoloji trendleri araştırmasında buna da değinmişler. Teknoloji bizim birçok sebepten dolayı midemizi bulandırıyor.

1820 yılında trenler ilk çıktığında insanlar büyük korku duymuş. İnsan vücudu bu büyük hızlarla seyahat etmek için yaratılmadı denmiş. Bu arada yanlış anlamayın, 1820 yılının büyük hızı saatte 30 kilometre… Bazıları, bu büyük hızlarla gidildiğinde, insanların nefes dahi alamayacağını söylemiş. Halk panik içinde trenlere binmemiş bir süre…

İşte teknologlar, bu bahsi geçen rahatsızlıkların özellikle sürücüsüz otomobillerde daha çok yaşanacağını dile getiriyor. Çünkü araba kullanmadığı için yola bakmayacak olan insanlar kitap okuyacak telekonferans yapacak… Yani arkada akan yola karşın durağan bir etkinlikte bulunacaklar. O yüzden de uzmanlar mide bulantısı haplarının kullanımının artacağını öngörüyorlar orta vadede… Sürücüsüz otomobilleri kullananların yüzde 30’unun bulantı hapı kullanacağı öne sürülmüş.

İşin enteresan tarafı sadece yolda değil artık durduk yerde de mide bulantısı hapı almak gerekecek. Çünkü sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik kapımızda. Kafaya taktığınız bir kaskla tüm dünyayı dolaşıyor, olmadığınız yerlerde olduğunuz hissiyle kandırıyorsunuz beyninizi. Beyin bunları yer mi bilmiyorum ama mideye haydi içimizi dökelim emri vereceği kesin gibi…