İnternetin ardından sosyal medya gelirken kafamızdaki başka bir şeydi: Biz istedik ki herkes bilgiye anında erişebilsin, bilginin önü kesilmesin, kesmek isteyen olursa da halkımız bir basın organı gibi bu bilginin önünü açsın… Başlarda yürüyecek gibi görünüyordu ama bu işlerin de suyu tabii ki çıkarıldı.
Halkımız öyle bir noktaya geldi ki Twitter denen o devvar u gaddar (Bu ne demek görmek için bu adrese bakınız) hayatımızı şekillendirmeye başladı. İnsanlar kendilerinden emin, kendi yollarını çizebilecek yeterlilikte ve yetenekte olmadığı için koyun sürüsü gğibi birinin yaptığı şeyin genel kabul görmesini bekliyor. Şimdilik bir şeyin kabul görüp görmediğini öğrenmenin en kolay yolu ise Twitter üstünde trend olması.
Twitter üstünde en çok konuşulanların ekranın sol tarafında bulunan kolonda yukarıdan aşağı on tane yazılması, işsiz güçsüz ve sapsız gezen hayta sosyal medya memurlarına meşgale oldu. Bu insanlar hayata karşı yorum gireceklerine girilmişini tekrarlıyor (retweet) veya oradan kendilerini en çok tutmuş kelimelerin içine (twitter trend) atıyorlar.
Mutlular. Bunun adını sosyal medya koymuşlar. Bunun paylaşım ve fikir özgürlüğü olduğunu düşünüyorlar. Bu arada survivor yarışmasını ve Ashton Kutcher’ı takip ederek hayatlarını heba ediyorlar.
Birileri bizim özgürlükler gelsin diye desteklediğimiz sosyal medyaya ürün yerleştiriyor.
Biz hep cari açıklardayız.