Turkcell dijital çağı başlattık çok acayip olacak biz süperiz minvalinde bir basın bülteni geçti. İçinden cümlelere teker teker TKNLJ formatında bakalım. Gerçekten öyle mi olmuş sizler karar verin:
Turkcell, kurumsal marka yapılanmasında değişiklik yaptığı yeni marka ekosistemini tanıttı. “Telekom operatörlüğünden çok daha öte dijital markalar ekosistemine dönüşüm” olarak tanımlanan yeni marka ekosistemi döneminde; BiP, Dergilik, fizy, Paycell gibi tüm dijital çözüm ve servis markaları tek Turkcell çatı markası altında konumlanacak.
Turkcell’in eskiden beri çok iyi olduğu bir alan var: Telekom operatörlüğü. Turkcell operatörlükten dijital markalar ekosistemine dönüşüyorsa iki şey olmalı: Ya operatörlükte sorun var ya da dijital markalarda inanılmaz bir gelecek var.
Gelecek olabilir mi diye markalara bakalım: BiP, rakibi WhatsApp, Telegram ve yeni çıkanlar olan bir uygulama. Henüz en babalar dahil kimse neresinden para kazanacağını bulamadı. Dergilik yıllardır varolan gazete ve dergi okutmayı hedefleyen bir uygulama. Ama ülkede gazete ve dergi okunması bitti. Kaç kişi okuyor bunu? Geçelim. Fizzy mi? Youtube veya Spotify varken mi? Paycell, neredeyse bir banka. Peki insanlar bunu ne kadar yoğun kullanacak? Turkcell markasını taşıyacak kadar mı? Dikkat etmek lazım…
Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alper Ergenekon: Dünya pandeminin de etkisiyle hızlı ve büyük bir değişim geçiriyor. Dijital okuryazarlık, dijital vatandaşlık tahmin edilenden çok daha hızlı gelişiyor. Biz de bu değişim ve gelişim karşısında markamızı dijital operatörden sınırların ötesine taşıyarak, daha yenilikçi, daha genç, daha teknolojik ve daha hayatın içinden bir ekosisteme dönüştürdük.”
Dijital okuryazarlık ve vatandaşlık gelişiyor. Peki buna Turkcell’in cevabı al sana dergilik mi olmalı? Turkcell ki herşeyin altyapısını taşıyor, en iyi ağ en iyi fiber verdiği için diğerlerine verdiği paranın iki katını veren kitleye sahipti. Şimdi ne düşünüyor herkes? Gerçekten eski imajını koruyabiliyorlar mı? Gerçekten de insanların kafasında ben buna daha çok veririm ve daha iyi hizmete kesin ulaşır paramın karşılığını alırım var mı? Mesela Turkcell çağrı merkezi “ben telefonda 6 megabitin üstüne çıkamıyorum” diye üzüntüsünü dile getiren insanlara “Türkiye ortalamasının üstündesin daha ne istiyorsun” derken mevcut durumu anlatmıyor mu? Özetle… Turkcell acaba eski operatör işlevlerini yerine getiremediği için biz aslında süper programlar yapıyoruz demiş olmuyor mu?
Bizim için BiP’te sohbet eden de fizy’de müzik dinleyen de Dergilik’ten gazete/dergi okuyup alışverişini Paycell’den yapan da birer Turkcell’li.”
Peki bunların sayısı kaç? Yani para kazandıklarından gidelim: Kaç kişi Dergilik’e Turkcellli olmadan para veriyor? Kaç kişi Spotify da neymiş ben Fizzy dinlerim diyor Turkcell müşterisi olmamasına rağmen? Para kazanmadıklarına bakalım: BiP abone sayısını göğsünü gere gere anlatıyor Turkcell. Peki bunların bıraktığı gelir ne? Reklam mı? Rakamsal olarak bilançoda BiP abone sayısı pek şirin gözüküyor ama gelir gider toplamında altta benden aldığı yıllık ücretin vergiler çıktıktan sonraki hali yazmıyor mu?
Ergenekon, geçirdikleri dönüşümü müşterilerine aktarabilmek için hazırladıkları yeni reklam filmi yüzlerinin Melis Sezen ve Barış Arduç olduğunu ifade ederek şunları söyledi: Rol aldıkları projelerle halkın beğenisini kazanan iki isim yeni reklam serimizin yüzleri olacak. Filmlerde ürün ve hizmetlerimiz çiftimizin hayatının her alanında yanlarında olacak. Bu filmlerle Turkcell yeni marka dönüşümünü tüm Türkiye’ye anlatacağız.
Yeni reklam bakış açıları güzel. Reklamla yapılan iletişim de benim bilgim olan bir alan değil. O yüzden ahkam kesmem doğru olmaz. Ama şunu biliyorum ki Selocan yerine gelen karakterler, kekeme korkak, palabıyıklı abi benim gözümdeki Turkcell’i anlatmıyordu. Ben o markaya aidiyet duygumu kaybettim o reklamlar yüzünden. 2000’lerin başında yapılmış efsane reklamları hatırlıyorum, şimdikilerle kıyaslıyorum. Bilemiyorum…
Yeni ekosistemde Turkcell’in ana marka olarak konumlandığını, Turkcell çatısı altındaki bağımsız markaların ise yaşam alanlarının özgür şekilde kurgulandığının altını çizen Ergenekon, yenilenen marka hissini müşteriye daha iyi yansıtabilmek için Turkcell’le özdeşleşen marka rengi lacivertin yanına sarı renk kullanımını da eklediklerini söyledi. Alper Ergenekon, bağımsız markalarının logolarında da sarı renk kullanımına yer verdiklerini sözlerine ekledi.
Sarı lacivert kullanımı, yine konunun uzmanı olmadığımı vurgulayarak devam edeyim, Türkiye’de kaç kişiyi bozar bunu düşünmüşlerdir umarım. Bugün Fenerbahçe stadının altına logosu sarı kırmızı diye McDonalds açılamadığını gözden kaçırmadan düşünmekte fayda var.
Sözün özü: Turkcell daha önce de birçok defalar vizyon ve misyon değişikliğine gitti. Biz artık teknoloji şirketiyiz dediler, biz artık satış şirketiyiz dediler. Ama bunların hepsinin altını dolduracak yeterli ürün ve hizmet vardı. Acaba dijital şirket olmasının altını dolduracak kadar “işe yarayan” mal var mı Turkcell’de? Bence yok. Var diyenlerin fikirlerine açığım, bilgilenmeye de açığım…