Türk’ün gözlükle imtihanı

gozlukHer çocuk bir şeye ilgi duyar. Ben küçüklüğümden beri gözlük takmak istemişimdir. Ama gözlerim hiç gerçekten çıkarıp bir yerde unutmamı engelleyecek kadar bozulmadı. Kısmet, yaşlanıyoruz, o da olur zamanla… Bu sebepten dolayı Google bir gözlük çıkardı hem de teknolojik deyince çok sevindim.

Aylarca Google Glass hakkında yazılanları okuyup, işletim sisteminin ele geçirilmesinden fiyatına kadar birçok konuda fikir alışverişinde bulunduktan sonra en sonunda günün birinde bunu kafama takacağımı biliyordum. Kısmet Turkcell Teknoloji Zirvesi zamanlarınaymış… Sizlere gözlük hakkında düşündüklerimi ve başımdan geçenleri TKNLJ stilinde maddelerle vermek istiyorum:

  • Kafa ve burunun büyüklüğü, Google Glass’ın kullanımında önemli bir etken. Bende her ikisi de haysiyetli bir biçimde bulunduğundan ayar yapmak için dakikalarca uğraşmak zorunda kaldım. Uğraşırken farkına varıyorsunuz ki aletin yapıldığı madde öyle Ray-Ban kalitesinde filan değil. Böyle bir beklenti içine girecekler üzülür.
  • Olay aslında gözlük değil, gözlüğün sol üst tarafında bulunan minik ekran. Bu ekranı tam karşıya baktığınızda gözbebeği hizanıza getirmeniz lazım. Getiremezseniz kafayı öne eğerek ekranı görmeye çalışmak, hatta zıplamak gibi gayet insani ama aptalca eylemlere girip çevrenizdekilere seyirlik bir maymun oluyorsunuz.
  • Bunu yapan mühendisler henüz bir sanal klavye veya uzay yazma biçimi düşünmemiş. O yüzden de tamamez gözlüğün sol sapına dokunma ve sesli komutlarla bunu kullanmaya çalışıyorsunuz. Şimdilik birkaç seçenekten oluşan bir menüsü var, hepsi o…
  • Sesli komutlar dışarıdan çok kötü gözüküyor. Gözlüğün ana menüsüne gidip komut vermeye başlamak için OK Glass diyorsunuz. Herkes dönüp size bakıyor. Biraz sessizce söyleyeyim deyince bu sefer gözlük sizi umursamıyor. İkisinin arasını bulmak zor. Hele etraf kalabalıksa “iki dakika susuuuun gözlükle konuşuyorum” diyesi geliyor insanın…
  • Gözlüğü yapanlar şerefsizlik de yapmış: Her şeyi yaptım da Google’a girip sesli komut vermek isteyince olayın suyu çıktı. Gugıl dedim. Çalışmadı. Gözlüğün sahibine neden çalışmadığını sorunca biraz utana sıkıla Amerikan aksanıyla çalışır dedi. O noktadan itibaren etrafımdakiler o kadar çok eğlendiler ki: Guuugıl, gogıl, gagıl, guygıl, gögıl… Neler denedim. Kendime geldiğimde, gözümü ekrandan ayırıp etrafıma baktığımda etrafımda dört kişinin gülmekten oksijensiz kaldığını ve ambülansların ilk müdahale için alana geldiğini gördüm.
  • Gözlüğün pil ömrü kısıtlı. Eğer film seyretmek istiyorsanız 45 dakikanız var. Çok pili olsun diye yapılmamış alet.
  • Gözlüğün GPS cihazı çok kuvvetli. Hava durumu deyince küsüp içine kapansa da veedır deyince hemen bulunduğunuz semtinn hava durumunu veriyor.
  • Gözlüğün aynı zamanda takılıp çıkarılabilen renkli camları var. Ama Google yetkilileri bunu size gözünüzdeki acayip aletle maymun olduktan, herkes yeterince dalga geçtikten sonra söylüyor. Karizmatik oluyor ama indoor kullanımlarda renkli cam sorun çıkarabilir.
  • Parmağınızla gözlüğün sapına dokunurken ya da gözlüğün ekranına bakarken dışarıdan çok şobalak görünüyorsunuz. Teknolojiciler esas buna bir çözüm bulmalı. Allah kimseyi o duruma düşürmesin