Anayasa Mahkemesi’nin aldığı ders niteliğindeki Twitter açma kararı hükümette derin bir yara açmış olmalı k hükümete yakın gazeteler, mahkemeyi ve Twitter’ı karalama kampanyası başlattı. Böylesi kampanyalara hazırlıklı olmak ve işin ne kadar çirkinleşebileceğini göstermek babında sizlerle bu yazılanların içinden birkaç bölümü paylaşmak istiyorum. İlki 1940’lı yıllarda çekilen Vurun Kahpeye filmini çağrıştırdı bana söylenenler. Bir kişi var ülkeye ilim irfan getirmek istiyor, ama ondan hazetmeyen sofu kesim taşlayarak öldürüyor o aydınlatmak isteyenleri. Birebir…
- Birçok vatandaşın onur ve haysiyetinin katledildiği twitter ortamına yönelik Türk mahkemelerinin verdiği engelleme kararlarının fiilen bypas eden Anayasa Mahkemesi’nin, tarihi bir hukuksuzluğa daha imza attığı belirtiliyor: Belirtiliyor ile başlayan cümleler genellikle gazeteciliğin aczini anlatır. Kaynak gösteremeyen gazete belirtiliyor ibi muğlak ve kimden geldiği belirsiz ifadeler kullanır.
- AYM’nin bu tercihi ile yargıda yeni bir kaos oluşmasına sebep olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Zira bundan sonra insanlar diledikleri an hiçbir alt hukuk yolunu denemeden AYM’ye başvurabilecekler: AYM’ye hangi şartlar altında başvurabileceğiniz bellidir. Bunu mahkeme internet sayfalarına gidip görev ve esasları okuyan herkes anlayabilir. Ancak karar o kadar can yakmış ki gözü kör olan insanlar bu ifadeleri kullanıyorlar.
- AYM kararında bir hukuksuzluk noktası da, tarafların savunmaları alınmadan kararın açıklanması oldu. AYM, Tvvitter’in engellenme karannı kaldırırken bakanlık cevabının gelmesini beklemeden, idarenin savunmasını dinlemeden kararım alelacele vermekle eleştiriliyor: Kim eleştiriyor? Belli değil. AYM bir kararın nasıl anayasa ve evrensel hukuk ilkelerine karşı olduğunu dile getiriyor. Kimin savunmasını alacak? Bürokrata kapatmayalım derken sen kapat biz çaresine bakarız diyen tapelerin sahibi insanların mı?
- 17 bin dosyanın içinden Twitter’ı buldular: Bundan yakınanlar iletişim özgürlüğünden bihaber ve ne yazık ki iletişim organı olan gazete… 13 milyon kişinin hayatını etkileyen bu karara bakmayıp neye baksalardı?
- Biri intihalci diğeri istiklalci AYM’nin tartışmalı karannın altında imzası bulunan isimler de geçmişte yaşanan bazı skandallarla gündeme gelmiş ‘şaibeli’ isimler: Ne oldu? Başbakanın tersine gidince bir anda Türkiye’nin en yüksek mahkemesi üyeler kötü mü oldu? İşte siz bu kadar kötüsünüz…
- Davutoğlu, “Bütün bu konularda bizim mahkemelerimizin aldığı karar var. Mahkeme kararları dünyanın her yerinde saygı duyulması gereken kararlardır” dedi: Mahkemelerin üstünde de mahkemeler vardır. Bunlar, hükümetin isteklerinin aksine birbirini denetleyen yapılardır. Ülke henüz bir padişahlık sisteminde olmadığı için politikacıların aldığı kararlar da mahekemeler tarafından kontrol edilir.
- Davutoğlu, “Bu geçici tedbir iletişim özgürlüğünü sınırlamaya dönük değil, vatandaşlarımızın onurunu ve haklarını korumaya dönük bir tedbirdir” diye konuştu: 3 vatandaşın hakkını korumak için 13 milyon kişinin anayasal iletişim hakkını gaspetmek nasıl bir iştir? Bu konuda hiç fikir beyan etmiyor dışişleri bakanı…
- Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “Bu kurumlar yargı kararlarına uymalı ve özel hayat konusunda daha titiz olmalı” dedi: Bunu söylerken meydanlarda yuhalatılan anne ve babalar aklına gelmedi tabii. Veya afedersiniz Ermeni, alevi söylemleri aklına hiç gelmedi. Siz neyseniz onu yersiniz. Bu da tartışmaya açık değil.