İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Türkiye’nin tartışmasız en büyük belediyesi. Muhtemelen dünyanın en büyük belediyelerinden biri. Bu kadar çok derdi olan bir şehirde bu kadar kalabalık bir şehirde yapacak işi çok fazla. Allah yöneticilerine sabır ve enerji versin.
Ancak bu kadar işin arasında bu kadar büyük ve işleri yoğun belediye, yer almaması gereken alanlara el atıp duruyor. Adeta kendi şehrinde kendine vergi veren ve uğruna kendini paraladığı hemşerileriyle rekabet ediyor. Hem de ne rekabet. Gelin sizlerle şöyle bir belediyenin nesi olduğuna, hangi hemşerisiyle rekabet ettiğine bakalım:
Şehirde kendine vergi veren restoranlarla rekabet eden Beltur, özel şirketler ve kamu kuruluşlarına alt ve üst yapı hizmeti veren Bimtaş; fırınlarla rekabete giren Halk Ekmek; su satıcılarıyla rekabete giren Hamidiye; Fuar ve etkinlik düzenleyerek belediyenin en büyük gelir kaynaklarından biri olan fuar ve mekan sahipleriyle rekabete giren İstanbul Dünya Ticaret Merkezi; beton üreticileriyle rekabete giren İston; her tür kültür üretimi yapanlarla rekabet halinde olan, Yüksek İslam Enstitüsü mezunu Nevzat Kütük tarafından yönetilen Kültür AŞ; internet, radyo, tv ve gazetelerle rekabet eden Medya AŞ; Beşiktaş, Fenerbahçe, Beşiktaş ve diğer tüm spor kulüpleriyle rekabet içinde olan Spor AŞ…
Bütün bu alanlarda halkıyla rekabete giren belediyenin teknolojiyi atlaması imkansızdı. İsttelkom ile iletişimin altyapısı, üst yapısı, internet servis sağlayıcısı hizmetlerini toplu bir şekilde verdi. Hatta abi kuruluşu İstanbul Büyükşehir Belediyesi, fiber gibi altyapı izinlerini daha az verince daha da ileri gitti belediye… Düşünün ki belediyemiz Belbim ile bilgisayar işi ve bilgisayar altyapıları yapıyor iletişim altyapıları mı yapamayacak?
Şimdi ne yapıyor? .ist ve .istanbul internet adreslerini dağıtıyor. Güzel bir şey mi bu bilmiyorum. Yani belediyemiz istanbul isminin satışından para kazanmalı mı emin değilim.
Ama şahsi düşüncemi soracak olurksanız artık belediyenin biraz kendi temel işlerine odaklanmasını öneriyorum.
Annem ben küçükken, televizyon seyrederken “yarın okulda sana o çizgi filmleri soracaklar” derdi. Ben şimdi belediyeye “yarın sokağımızı sel bastındığında size nokta İstanbul’u soracaklar diyorum…
Hiç farklı yok.