Ülkemizin yönetiminin tuhaf bir huyu var: Eğer birisi bir yerde bir yatırım yaparsa bunun cezası mutlaka ve kesinlikle kesiliyor. Nasıl mı? İşte Binali Yıldırım’ın konuyla ilgili açıklaması:
Türkiye’de genişbant internet altyapısına mükerrer yatırım dönemi kapanıyor. Türkiye’de genişbant internet altyapısının büyük bölümünün kullanım hakkına sahip Türk Telekom’un fiziksel şebeke altyapısından diğer servis sağlayıcıların da yararlanabilmesine ilişkin düzenlemeyi yakında uygulamaya koyacağız. Bu sayede mükerrer yatırımların da önüne
geçilecek.
Bu sözleri ilk defa mı duyuyoruz? Kesinlikle hayır. Mükerrer yatırım yapılmayacak dediğinde acaba gerçekten yapılmayacak mı? Göreceğiz. Peki mükerrer yatırımı engellemek için doğru zaman ne zamandır? Yatırımların bittiği gün müdür? Kesinlikle hayır.
Öncelikle teknolojide yatırım ne demek biraz onu irdeleyelim beraber: Hızlı gelişen ve giderek hızlanan bir treniniz varsa ve siz de bu trenin altında kalmamak zorundaysanız sürekli ilerleyeceksiniz. İlerleyemezseniz ya arkadan gelen treni durduracaksınız ya da dünyaya farklı ve daha “ezik” bir bakışınız olacak. Sürekli bakan ve BTK başkanlarının da belirttiği gibi yakında hiçbir altyapı bize yetmeyecek. Bu yüzden de kendimizi düzenli olarak geliştirmeli, yatırımlarla beslemeliyiz.
Peki yatırımları kimler yapabiliyor? Ya devlet ya da en büyük ve paralı şirketler. Devlet 2005 yılına kadar yaptığı bütün yatırımları 5.5 milyar dolarlık bir paketle Türk Telekom ismiyle yabancı sermayeye devretti. Sonra da yatırımları bu şirketten bekledi. Türk Telekom da yeni yapısıyla 100 bin kilometre civarındaki mevcut fiberi yaklaşık 170 bin kilometre yaptı. Sonra devletim gelip herkes fiber döşemesin döşenmişi var onu kullanın demeye başladı.
Ama teknolojideki tek açmaz bu değil. Bunun bir de Turkcell tarafı var: Ülkede tüm rakiplerinden fazla baz istasyonu dikmesinin, herkesten çok para harcamasının cezasını “haydi artık baz istasyonlarını paylaşmanın zamanı geldi” yaklaşımıyla aldı. Keza aynı şekilde 40 bin kilometreye yakın fiber döşeyen Superonline da bundan muzdarip olacak…
Peki o zaman paylaşım olmasın mı? Bunu asla söylemiyorum. Ama her kim ki bu yatırımı yapıyor, ona ya bir avantaj sağlayacaksınız ya da bir çıkar sağlayacaksınız. Kaldı ki devletimiz bazı şeyleri yanlış anlıyor: Altyapıları devletler yapar özel şirketler değil. Çünkü altyapılar bir ülkenin kritik parçalarıdır. Bu ülke 100 bin kilometre fiber yapmış ve bunu yabancı sermayeye satmıştır. Artık tekrar geri dönüp dur dur olmadı ben geri alıyorum demek saçmalığın dik alasıdır. Kaldı ki bunu satan da bir başka ülkenin ve zamanın hükümeti değil bizzat mevcut insanlar, başbakan ve ulaştırma bakanıdır.
Benim en büyük korkum Türk Telekom veya benzeri düzenli tokat yiyen birilerinin günün birinde e iyi o zaman alın bakalım ben de kapatıyorum demesi. Adam özel şirket… Mal kendi parasıyla çektiği fiber. Ya olur mu kardeşim filan diyebilecek misiniz?
Devletimiz devlet olsaydı yapacağı bir tane çok doğru hamle olurdu: Bugün şirketlerin ağız tadıyla fiber çekmesine izin verilmiyor hiçbir adam gibi bölgede. Bunun adam gibi kanunu çıkarıp kabloculuğu masaya yatırsalardı, bugünkü konumumuzdan çok daha farklı bir yerde olur, insanları da düşük ADSL hızlarına hapsetmezdik. Ama hayır, hem belediyelere sesinizi çıkarmayın, hem şirketleri bir sürü yaptırım altına sokun, hem yüksek hızlı internet kullananları devlet olarak korumayın…
En güzeli bu… Bizim insanımız sopa yemeyi sever. Ne zaman bir yerde birisi yatırım yaparsa hükümetçe, hatta yetmez milletçe çullanalım üstüne. Hiçbir yatırım cezasız kalmasın…