Peki İzmir oylarının ötesinde Binali Yıldırım neden ve nasıl geldi konularına bir bakalım:
- Binali Yıldırım geçen dönem hükümette yerini almamış olsa da Recp Tayyip Erdoğan’a yakın bir görüntü çizdi. 4 yıllık kalıcı bir hükümetin kurulmasının imkansızlığı ortaya çıkınca kulislerde adı hemen dolaşmaya başladı.
- Binali Yıldırım öncesinde atılmış adımlar, Binali Yıldırım sonrasıyla kıyaslanır oldu. O yıllarda başlayan teknoloji yatırımları bir sonraki döneme yansımadı. Hatta bir önceki dönemde başarıyla gerçekleştirilen 3G ihalesi 4’ten 4 buçuğa uzayan bir süreçte profesyonellikten uzak bir görüntü çizdi Cumhurbaşkanı’nın müdahaleleri ve operatörlerin tuhaf demeçleriyle…
- Her ne kadar Lütfi Elvan AKP için önemli bir değer olarak görünse de Ulaştırma Bakanlığı dönemi Elvan için Binali Yıldırım kadar şaşalı olamadı. Şirketlerin yatırımları düştü, AKP seçmeni olmayanların bile AKP’yi sitayişle anmasını sağlayacak teknolojik gelişmeler gerçekleştirilemedi. ADSL kullanımı düştü, fiberin döşenmesindeki artış hızı neredeyse durma noktasına geldi. 2013’te sözü edilen Türk ürünlerin üretimi şöyle dursun projelerinden bile bahsedilmez oldu.
- Ulaştırma Bakanlığı’nın içi ve BTK gibi anahtar kurumların kadroları, sanki AKP gitmiş de yerine bir başka parti gelmiş kadar yoğun bir biçimde değiştirildi. Binali Yıldırım bunu onaylamadı. Bu rahatsızlığını AKP’li olmayanların dahi duyabileceği kadar net bir biçimde dile getirdi.
- Seçimlerden sonra kabineye girmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Ama bir süre artık ulaştırma bakanlığı değil de başbakan yardımcılığı gibi bir kademeye gelebileceğinden bahsedildi. Ama bir şekilde yeniden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme bkanlığında gördük onun adını.
- Bundan sonra ne yapar? Bence ilk yapacağı iş, bakanlığı orijinal ayarlarına geri getirmek olacak. Bakanlıktan o yokken ona yakın diye alınan kadroların geri gelmesini bekleyebiliriz. Aynı şekilde şu anda boş olan BTK üyeliğine yine ona yakın isimlerden birinin atanması beni şaşırtmaz.
- Beni şaşırtmayacak bir diğer şey de operatörlerin bazılarında yaşanacak kadro değişiklikleri olabilir. Lütfi Elvan ile çok yakın olan, kendini yakın gösteren isimlerin opertörlerde yerinin oynaması da muhtemel. Kimsenin şu gider bu kalır diye ahkam kesmesine inanmayın. Ama kulislerde Türk Telekom’da üst düzey, Turkcell’de orta düzey yöneticilerde yükselme ve alçalma anlamında değişiklikler yaşanacağı sıkça konuşuluyor.
- Binali Yıldırım döneminde alıştığımız bir diğer önemli konu da iş planları: Her zaman yapacaklarını taahhüt gibi kamuoyuyla paylaşan Yıldırım mutlaka bakanlığa gelir gelmez kara taşımacılığı, havacılık, telekomünikasyon ve denizcilik gibi alanlarda iş planlarını hazırlayıp önümüze koyacaktır diye düşünüyorum.
- Epeydir konuşulan kablolu internet şebekesinin özelleştirilmesi ama büyük bir ihtimalle yabancı sermayeye satılması gündeme gelebilir. Bu, önceki Binali Yıldırım döneminde de dile getirilen bir şeydi. Her ne kadar TELKODER gibi yapılarda bulunan şirketler bu altyapının herkesin kullanımına açılması gerekliliğini dile getirse de bendeki hissiyat daha çok satılacak, hatta büyük bir ihtimalle yabancı şirketlerere satılacağı yönünde…
- Bir de birçokları tarafından dile getirilen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme bakanlığının bazı bölümlerinin birbirinden ayrılarak farklı bakanlıklar haline getirilmesi durumu var. Bu konuda aldığımız habr çok net: Yıldırım kurulan yeni bakanlık ne olursa olsun, neleri kapsarsa kapsasın haberleşme konusunu bırakmayacaktır.