Kayyım (kayyum), bir şirket, vakıf ya da medya kuruluşunu geçici olarak yönetmek üzere mahkeme tarafından atanır ve atama gerekçesi ortadan kalktığında görevden alınır. Bu kişi şirketin menfaatlerini korumak ve işleri yasal çerçevede yürütmekle yükümlüdür; dolayısıyla keyfî kararlar alma veya malvarlığını değersizleştirme gibi bir lüksü yoktur.
Sorunuzda bir basın organına kayyum atanıp yayın politikasının değiştirilmesi ve izleyici kitlesinin tamamen dağılması ihtimalinden bahsediyorsunuz. Hukuken bu iki açıdan değerlendirilir:
- Kayyımın sorumluluğu: Ticaret hukuku kayyımlara belirli yetkiler tanırken, bunların kötüye kullanılması hâlinde “sorumluluk altına girileceğini” açıkça düzenler (ffkpartnerhukuk.com.tr). Yani kayyım atanan medya kuruluşunun değerini düşüren veya varlıklarını zayıflatan bir yönetim anlayışı sergilerse, bu kişi hakkında tazminat davası açılabilir. TMSF’nin (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) konuyla ilgili duyurusunda da kayyım temsilcilerinin yargıdan muaf olmadıkları, haksız fiil veya kusur oluşturan eylemlerinden dolayı hem kendilerinin hem de devletin sorumlu tutulabileceği belirtilir (tmsf.org.tr). İcra ve İflas Kanunu’na göre davalar öncelikle devlete karşı açılır; devlet tazminatı öderse kusurlu kayyım ya da görevlilere rücû etme hakkına sahiptir (tmsf.org.tr).
- Basın özgürlüğü ve yayın politikası: Medya kuruluşlarının editoryal çizgisini korumak, anayasal “basın özgürlüğü” hakkıyla da ilişkilidir. Kayyım ataması, mahkeme tarafından belirlenen sınırlar içinde kalmalıdır. Kapsamlı bir yayın politikası değişikliği kayyıma verilmiş görevlerin dışına çıkıyorsa ve bu değişiklik şirketin ekonomik bütünlüğüne zarar veriyorsa, şirket ortakları veya alacaklılar hem kayyımın görevden alınmasını talep edebilir hem de uğradıkları zararların tazmini için dava açabilirler. Genel emanet (trustee) hukukunda da emanetçinin özen ve sadakat yükümlülüğünü ihlâl etmesi hâlinde kişisel sorumluluğa gidildiği; kötü yönetim, çıkar çatışması veya varlıkların erimesinin tazminat talebine yol açabileceği vurgulanır (kjmlaw.com).
Özetlemek gerekirse, bir kayyımın yayın politikasını değiştirip bu yüzden medya kuruluşunun kitlesini kaybetmesi yalnızca etik bir tartışma değil, hukuken de sorumluluk doğurabilecek bir durumdur. Zarar gören ortaklar ya da çalışanlar, kayyımın görev sınırlarını aştığını ve şirketin ekonomik bütünlüğünü zedelediğini gösteren delillerle mahkemeye başvurarak tazminat talep edebilirler. Devlet ilk muhatap olur; ancak kusurlu görülen kayyıma veya yetkililere rücû edilmesi mümkündür. Dolayısıyla, “kayyım her şeyi yapar ve kimse sorumlu olmaz” gibi bir anlayış yasal çerçevede geçerli değildir.
Kayyum mu Kayyım mı?
“Kayyım” sözcüğünün sözlüklere göre doğru yazılışı ‘ı’ ile olan şekildir; “kayyum” ise halk arasında yaygınlaşmış bir biçimdir. Vikipedi’de kayyım kelimesinin Arapça kama (durmak) fiilinden türeyen kıyâm (yerine geçmek, yürütmek) kelimesine dayandığı belirtilir. Malumatfurus.org da, Arapça “ḳiyām” kökünden türeyen “kayyim” sözcüğünün “başında duran, bakıcı” anlamına geldiğini ve Türkçede “kayyum” şeklindeki yazımın galat‑ı meşhur (yaygın yanlış) olduğunu vurgular. Aynı kaynak, “kayyûm”un ise “ebedî, kalıcı; Allah’ın bir sıfatı” olarak farklı bir sözcük olduğunu ve hukukî anlamdaki kayyımla karıştırılmaması gerektiğini hatırlatır.
Türk Dil Kurumu 2023’te yaptığı güncellemeyle bu kafa karışıklığını gidermeye çalıştı ve “kayyum” yerine “kayyım” yazımını benimsedi; güncel sözlükte artık bu biçim tavsiye ediliyor. Dolayısıyla bir şirketin, vakfın veya belediyenin yönetimine atanmış kişiyi ifade ederken “kayyım” demek hukuken daha doğru kabul edilir. Edebî ya da teolojik metinlerde karşınıza çıkan “el‑Kayyûm” ise tamamen farklı bir kavramdır; “her şeyi ayakta tutan, varlıkların ebedî kaynağı” anlamında ilahî bir sıfattır.
Etymon açısından bakınca, kelimeyi oluşturan kök “kalkmak, ayakta durmak, yürütmek” fiillerine dayanıyor. Bu yüzden kayyım, kelime anlamıyla “işin başında duran, idare eden” demek; halk arasındaki yaygın “kayyum” kullanımı ise hem Arapçada başka bir anlam taşıyor hem de TDK tarafından artık önerilmiyor.













