Alkol ölçümü: Efsane ve doğrular

Alkol ölçümünde mucize yok, zaman ve karaciğer kanun koyar. Promil kandaki etanol yoğunluğudur, nefes cihazı ise kanı “yakından takip eden” akciğer hava kompozisyonunu ölçer. Yiyecek içecek sihri yoktur, hile çözümü yoktur

Alkol ölçümü, temelde kandaki etanol miktarının tespit edilmesi demektir. Sahada karşımıza çıkan cihaz, nefes ölçerdir: kafamızdan çıkan ağız buharını değil, akciğer alveollerinin içinden geçen ve kan ile konsantrasyon dengesi kurmuş havayı ölçer. Yani kaynak mideden gelen gaz falan değil; kaynağı kandır. Nefes cihazlarının iki temel teknolojisi vardır: fuel cell (yakıt hücresi) ve infrared spektroskopi. İkisinde de amaç, nefes havasındaki etanolün miktarını kantitatif biçimde ölçmektir. Hastanelerde ise en net ölçüm kan tahlili ile yapılır; yargısal süreçlerde referans budur.

“Promil” kelime olarak “binde” demektir ve teknik olarak “1 litre kanda 1 gram etanol” = 1 promildir. 0.50 promil dediğinde “1 litre kanda yarım gram etanol” demektir. Türkiye için yasal sınırlar: hususi araç 0.50 promil, ticari ve resmi 0.20 promil.

İçtiğin içkinin promile etkisinde sabit tablo yoktur çünkü dört parametre belirler: içilen içkinin içindeki saf etanol miktarı, vücut ağırlığı, mide doluluğu, geçen süre. Yine de 80 kg civarı biri için ortalama tablo şöyle: 33cl %5 bira ~13gr etanol ve ~0.20 promil; 1 kadeh şarap 0.20-0.25 promil; 1 duble rakı ~0.50 promil. Bu yüzden “bir duble rakı” seni tek atışta limit üstüne fırlatabilir. Aynı içkiyi içseler bile, 60 kiloluk birinde promil 90 kilolu birine göre daha yüksek çıkar; çünkü daha küçük vücut = daha az toplam su hacmi = daha yüksek etanol konsantrasyonu.

Masadan kalktıktan sonra şu yemeği yesem, şu içeceği içsem, kahve içsem, limon sıksam; bunların hiçbiri gerçek promili düşürmez. Sadece kendini nispeten “iyi hissettirir.” Çünkü düşüren tek şey karaciğer metabolizmasıdır. Ortalama yakma hızı saatte ~6-8 gram etanol civarıdır. Bir bira → 2 saate yakın. “Mucize kimyasal” yoktur; insan vücudu içine ikinci ve agresif bir kimyasal sokup, ilk kimyasalı bir anda yok etmek hem fizyolojik olarak riskli hem de pratikte onaylanmış bir çözüm değildir.

“Mideden gazı engelleyelim, promili manipüle edelim” fikri de çöptür. Çünkü ölçüm mide gazını değil alveoler havayı, yani kan kompozisyonunu okur. Bazı manipülasyonlar kısa süreli saçma sonuçlar üretebilir (daha yüksek bile gösterebilir) ama polis protokolü zaten buna karşı: genelde 15-20 dakika bekletme ve gerekirse ikinci ölçüm.

Son cümlem: bu konu “ben iyiyim abi, ben taşıyorum” özgüveniyle değil istatistikle yürür. 0.4-0.5 promil civarında bile periferik görüş alanı ve reaksiyon zamanı ölçülebilir şekilde bozuluyor. Alkol + araba denkleminde “ben kendimi iyi hissediyorum” diye bir argüman yoktur. Alkol söz konusu olduğunda direksiyonda tek gerçek tedbir: o gece araba yoktur. Bu kadar.

Alkol Şehir Efsaneleri — Kısa ve Kesin

Kahve sarhoşluğu yok eder — Kahve sadece uyanık hissettirir; alkolün beyne etkisini tersine çevirmez.

Soğuk duş kendine getirir — Geçici uyanıklık. Beyin ve motor kontrolündeki bozulma aynı kalır.

Ağız spreyi nefes ölçeri şaşırtır — Kısa süreli olası ağız kontaminasyonu var; modern cihazlar bunu tespit eder. Hatta bazen daha yüksek okuma olur.

Nefesi tutup hızlı vermek cihazı düşürür — Çoğu zaman işe yaramaz; cihaz pattern değişimini algılar ve sonuç tutarsız olabilir.

Çok su içeyim, kanımı sulandırırım — Su hidrasyon sağlar ama karaciğer metabolizmasını hızlandırmaz; promil düşmez.

Bira masumdur — Bira daha hafif hissettirir ama toplam alkol miktarı arttıkça promil yükselir; birkaç bira limitin üstüne atabilir.

Ağızda kalan alkol cihazı etkiler — Ağız etkisi genelde 10–15 dakika; polis protokolleri bu sapmayı ortadan kaldırmak için bekletir.