4G için milyarlar gerekmiyor

Ericsson Genel Müdürü Ziya Erdem ile Türkiye ve dünyanın altyapısını, mobil geleceğini konuştuk. Erdem LTE’nin veri trafiğinin sıkıştığı noktalarda gerekli olduğunu dile getirirken aslında sanıldığı kadar pahalıya mal olmayacağını dile getirdi.

Ziya ErdemTürkiye ve dünyada mobil ağ kapasitesi ne durumda?

Ericsson Mobility Report’a göre 2014 yılında 6.8 milyar farklı mobil cihaz, mobil internet kullanacak. Yine bu yılın sonunda 2.6 milyar akıllı telefon mobil internete girecek. Mobil internete giren akıllı telefon sayısının 2018 yılında 5 milyarı bulması bekleniyor.

Türkiye’de 2013 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 70 milyon mobil abone var. Kapsama alanında bayağı güçlüyüz. Kapasite anlamında da operatörlerin hemen hemen tamamı LTE öncesi verebileceğiniz en yüksek kapasite oranı olan 42 megabite çıktı. Mobil geniş bant veri kullanımı 5 sene öncesine göre aşağı yukarı 16 kat arttı. Türkiye mobil geniş bant anlamında bugünün ihtiyaçlarını karşılıyor. Ama yeterli değil çünkü geleceğe hazır olmak gerekiyor.

Veri kullanımındaki artış GSM şirketleri için bir tehdit oluşturuyor mu?

Ericsson olarak uzun vadede ses gelirinin giderek küçüleceğini öngörüyoruz zaten. Tehdit var ve bu çok yoğun biçimde tartışılıyor. OTT yani Over The Top adı verilen Google, Facebook ve WhatsApp gibi şirketler çok yoğun veri kullanımı yaratıyor. Operatörler bu şirketler için çalışan altyapılar değil, kendi hizmetlerini satan kurumlar olması isteniyor. Milyarlarca dolar yatırım yapıyorlar ve ağın bakımı için de en az bu kadar harcıyorlar. Ama WhatsApp gibi bir şirket 19 milyar dolara satılabiliyor. Ekonomide bir yanlışlık var. Hem dünyada regülasyon hem operatörler hem operatörlerin tedarikçisi olan bizler, gelir dağılımının dengelenmesi için faaliyetlerde bulunuyoruz. Veri üstünden ücretsiz erişim hakkının yükünün sadece milyarlarca dolar yatırım yapan operatöre yüklenmemesi gerekiyor.

Siz dünyada ilk LTE hizmeti altyapısı hizmeti veren şirketlerinden birisiniz. Dünyada bu hizmetin gelişimi hakkında ne tür tecrübeler yaşadınız?

LTE aslında mobil geniş bant hizmetinin tamamlayıcısı. Yanlış bir algı oluştu: 2G 3G geldi, ardından 4G ve böyle gidecek zannediliyor. Oysa 2G ağırlıklı olarak bir hizmetiydi. 3G ile mobil geniş bant geldi. Ciddi bir değişim yaşandı. 4G data olarak çok fazla imkan veriyor ama sonuçta o da mobil geniş bant.

LTE geldi 3G’yi bırakalım diye bir sistem olmayacak. LTE ihtiyaç olan, yoğun kullanım gereken yerlerde devreye alınacak. Örneğin İstanbul’da Büyükdere Caddesi İstanbul’un en yoğun yeri. 3G baz istasyonlarını artırmaktansa LTE getirmek daha iyi bir çözüm olabilir. Ama kırsal ve çok az kullanım olan yerlerde de LTE’ye gerek yok. ABD bunun liderliğini yaptı çünkü bizim belli alanlarda yarattığımız yoğunluğu onlar ülke olarak sathında yaşıyor. Avrupa LTE’de geri kaldı. 3G lisans bedellerini çok pahalı koyunca yatırım yapacak güçleri kalmadı. Baktığınızda bugün İran bile LTE yatırımları yapıyor.

LTE Türkiye’ye nasıl ve ne zaman gelir?

Türkiye 2015 yılında LTE çalışmalarının hızlanması bekleniyor. Ericsson’un hayata geçirdiği baz istasyonları Single RAN adı verilen bir teknolojiyi kapsıyor. Şu anda Türkiye’de oldukça fazla sayıda baz istasyonu tek bir kabinet ile hem LTE hem 3G hizmeti verebilecek yeterliliğe sahip. Öyle bahsedildiği gibi milyarlar değil, 200-300 milyon dolara halledilebilecek gibi görünüyor.

Türkiye’de 3G’nin dağıtım sözleşmesinde AR-GE istihdamı şartı konmuştu. Bu şart Türkiye’de network yazılım ve donanımı anlamında bir değişim yarattı mı?

Başta 500 kişiyi zorunluluktan bizim bir parçamız haline getirdik. Bizim insan kaynağımız o zamanlar 3G üstünde yeni bir hizmet geliştirmek için fazla kalyifiye kalıyordu. Ancak sonrasında burada geliştirilen ürünlerin operatörlere terzi işi olarak vermeye başladık. Ericsson olarak Türkiye’nin en büyük yazılım ihracatçısı olduk. Ericsson global, bizim burada geliştirdiğimiz uygulamaları Afrika hatta Amerika’ya sattı. Bir yerde bu iyi çalıştı ama ekipmana girileceğine hindistana rakip olalım yazılımda ilerleyelim.

Biz yazılım alanında ilerlemeliyiz. Örneğin Çin’in bu sene içinde 500 bin kabinete ihtiyacı var. Sadece Ericsson olarak onlara 150 bin üreteceğiz. Türkiye bu tarzda bir donanım işine girerse konu ölçek ekonomisi çerçevesinde istenen yere gelemez.

Bağlantı kopmaları ve veri hızı konusunda Türkiye’yi diğer ülkelerle kıyaslamanız mümkün mü?

Bizdeki operatörler inanılmaz derecede şebeke odaklılar. Bizleri de çok zorluyorlar. Dünyayı çok dolaşıyorum. ABD de dahil Türkiye’deki şebeke çok iyi. Japona ve Koreyi bir kenara bırakırsak kalitede Türkiye’nin geldiğini söyleyebiliriz. Operatörlerin insan kaynağı çok iyi problemleri öngörüp çok çabuk değişim yaratabiliyorlar.