Yasa dışı yayınlar, korsan ürünler ve izinsiz kullanılan içerikler dizi, film, yazılım, müzik ve eğlence sektörüne ciddi ekonomik kayıplar yaşatmaktadır. Bu ürün ve içeriklerin izinsiz kullanımı ile arkasında binlerce kişinin emek verdiği yapıtlar zarara uğratılmakta, pek çok sektör ve çalışanları mağdur olmakta ve devlet vergi geliri kaybetmektedir. Digiturk, önemli bir yatırım yaparak satın aldığı, yayın hakları kendisine ait olan spor, dizi, film ve benzeri içeriklerin, internet teknolojisi kullanılarak yasa dışı yollarla yayınlanmasına karşı mücadelesine devam etmektedir.
Sakarya Hendek ilçesinde işletme sahibi Şükrü İslam, daha önce yine aynı suçtan aldığı hapis cezasının ertelenmesine rağmen ısrarla aynı suçu işlemeye devam etmiştir. Yayınlardan karşılıksız yararlanarak korsan yayıncılığa devam eden Şükrü İslam bu sefer ertelenmiş cezasıyla birlikte uygulanacak yeni bir hapis cezasına daha mahkum olmuştur.
MADDE 163.
(2) Telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Ben Digiturk’ün yerinde olsaydım bunu yapmaz, internete birini hapse attırdığını yazmazdım. Bazı konular vardır bunların iletişimini yapamazsınız. Çünkü iletişim dediğimiz olay bir anlamda bilgilendirmenin ötesindedir, böbürlenmedir. Siz birini hapse attırdığınız için böbürleniyorsanız gerçekten ya hasta ruhlusunuzdur veya sizin için söylenecek her türlü kötü eleştiriye hazır olmanız gerekir. Bunu yanlış düşündüğümü söyleyecekler olabilir, somut örneklerle gidelim: Microsoft Türkiye’de yıllarca korsan yazılıma karşı hemen herkesin arkasında durduğu haklı bir davayı kovaladı. Ama ne zaman baskın yapsa, ne zaman birilerini içeri attırsa negatif iletişime maruz kaldı. Hele ki bugünkü interaktivitenin çok yüksek olduğu sosyal medyalı günlerde bence bu iletişim çok yanlış. Ne kadar haklı olursa olsun!..