Gördüm ki bugün Milliyet’in yaptığı çok önemli bir habere sayfalarını açmışsın. Başlığı “internet erişimi başbakan talimatıyla engellenecek”…
Sen farkına değilsin ama internet erişiminin engellenmesi, bir ülkede internete kimsenin girememesi anlamına geliyor. Oysa haberde kastedilen şey bir sitenin erişime engellenmesi. Başbakan kararıyla internete erişim 24 saat engellenecek dediğin zaman, ülkenin tamamı başbakanın bir sözüyle internete 24 saat boyunca giremeyecek demek. Oysa haberde kastedilen şey bariz bir biçimde başbakan bir siteyi beğenmeyince alacağı bir ararla siteye kimsenin girememesi anlamına geliyor.
Aradaki farkı anlayabilmek için bu cümleyi ingilizceye çevirip bir yabancı gazeteci arkadaşınıza söyleyin. O anda işi gücü bırakıp pulitzer ödülü almak için hemen bu haberi yapmaya koştuğunu göreceksiniz. Ama sonra olayın esasını söyleyince “hee ok” diyecektir.
Sevgili basın… Bir kişinin emriyle bir internet sitesine erişiin engellenmesi gerçekten kötü. Ancak bunu anlatamayıp olayı başbakanın bir sözüyle tüm interneti kapatacaklarmış deyince esas olayın ciddiyeti ortadan kalkıyor ve herkes yanlı ve taraflı haber yapıldığını dile getirmeye başlıyor.
Lütfen haber yaparken “uzmanlık isteyen jargonu” daha dikkatli kullanmaya çalışalım. Anlamıyorsak gazetenin ilgili kişisine danışalım. Gazetede teknoloje bilen kimse yoksa bir uzman çağıralım…
Böyle olmaz…