Zaman gazetesinin haberine göre Ulaştırma Bakanı Binalı Yıldırım, Telekomünikasyon İletişim Başkanlıgı’na (TİB) gelen 300 bin şikâyetten yüzde 95’inin. porno yayınlar ile çocuk istismarı hakkında olduğunu söyledi. Yıldırım, geriye kalan yüzde 5’lik rakamın da diğer internet suçlarının bütününü oluşturduğunu ifade etti. İnternetteki zararlı içeriğin kullanıcının karşısına ‘pat diye, davetsiz misafir gibi’ çıktığını dile getiren Yıldırım, “Bu tür davetsiz misafirleri bilgisayarınızdan ister bertaraf edin. ister etmeyin, bu sizin hassasiyetinize kalmış. Ancak böyle bir imkânı sağlamak devletin, topluma ve aileye karşı görevidir.” dedi. Bakan Yıldırım, internette üretilen her veriyi kontrol etmeye kalkacak kadar da ‘çılgın’ olmadıklarını belirtti. Yıldırım, “Bunu yaparsak, internete sansür koyan ülkelerden oluruz. Bunu yapan ülkeler var. Vatandaşını dünyayı, yaşadıkları topraktan ibaret olduğuna inandırmaya çalışan ülkeler var ama Türkiye açık, demokratik, çok sesli bir ülkedir.” açıklamasını yaptı.
İnternetin tamamını kontrol etmeye çalışacak kadar çılgın değiliz tamam… Şimdi ne kadar çılgın olduğumuza dair bir test yapalım hemen:
1. Tüm servis sağlayıcılara belge gönderip, eğer bu tip siteler açık olursa ceza alırsınız deyip sonra bu belgeyi inkar edecek. zaten bunu bizden o servis sağlaycılar istedi diyecek kadar çılgın mıyız?
2. İnternette kaç sitenin kapatıldığını bütün rica, istek ve zorlayıcı metinlere rağmen söylemeyecek kadar çılgın mıyız?
3. Biz herkesin söylediklerini dikkate alıyoruz dedikten ve sivil toplum kuruluşlarının karşısına çıktıktan sonra orada söylenenleri hiç takmayacak kadar çılgın mıyız?
4. İnternetin ne kadarını kontrol edecek kadar çılgınız?
