“Krematoryum” kelimesi, Latince kökenli bir terimdir. Kelime, Latincede “yakmak” anlamına gelen “cremare” fiilinden türemiştir. “Krematoryum” kelimesi, ölü bedenlerinin yakıldığı yer anlamında kullanılmaktadır. İngilizce’de “crematorium” olarak geçer ve bu kullanım modern dillere Latince köklerinden geçmiştir. Kremasyon işlemi, yani ölü bedenlerinin yakılması, birçok kültürde cenaze ritüeli olarak da yer bulmuştur.
Krematoryumun Tarihçesi
Antik Dönem
Kremasyonun en eski örnekleri, MÖ 3000’lere kadar uzanır ve ilk olarak Avrupa’da ve Hindistan’da ortaya çıktığı düşünülür. Ölüleri yakma geleneği, özellikle Antik Yunan ve Roma medeniyetlerinde yaygındı. Yunanlılar, ölülerini onurlandırmak için bedenlerini yakarak külleri özel kaplarda saklarlardı. Homeros’un İlyada ve Odysseia gibi eserlerinde kremasyonun kahramanlar için saygıdeğer bir ölüm ritüeli olarak nasıl görüldüğü sıkça yer alır. Roma İmparatorluğu döneminde de kremasyon yaygındı, ancak bu gelenek Hristiyanlığın yayılmasıyla azalmaya başladı, çünkü Hristiyanlık bedenin gömülmesini öne çıkaran bir kültüre sahipti.
Orta Çağ ve Hristiyanlık Dönemi
Hristiyanlığın yükselmesiyle kremasyon, büyük ölçüde terk edildi. Kilise, diriliş inancına dayalı olarak bedeni bütün olarak koruma gereğini vurguladığı için kremasyona karşı çıktı. Bu dönemde, özellikle Avrupa’da kremasyon yasaklandı ve ölülerin gömülmesi standart bir cenaze ritüeli haline geldi. Orta Çağ boyunca kremasyon nadiren uygulandı ve genellikle sapkınlık olarak görüldü.
Modern Dönem: 19. Yüzyıl ve Sonrası
Kremasyon, Batı dünyasında 19. yüzyılda yeniden ortaya çıktı. Özellikle sanayi devrimi sonrasında şehirlerin kalabalıklaşması ve mezarlıkların aşırı dolmasıyla, kremasyon sağlık açısından bir çözüm olarak görülmeye başlandı. İlk modern krematoryum 1873’te İtalya’da kurulmuş, bunu 1874’te Almanya ve 1876’da İngiltere ve ABD izlemiştir.
Bu dönemde kremasyonun yaygınlaşmasında Sir Henry Thompson gibi figürlerin etkisi büyük olmuştur. Thompson, kremasyonun hijyenik ve pratik bir cenaze yöntemi olduğunu savunarak İngiltere’de ilk krematoryumun kurulmasına öncülük etmiştir. Bu süreçte, özellikle Protestan ülkelerde kremasyonun dini açıdan kabul edilebilirliği tartışılmış ve bazı ülkelerde yasal düzenlemeler yapılmıştır.
20. Yüzyıl ve Sonrası
20. yüzyılın başlarından itibaren kremasyon, daha fazla kabul görmeye başladı ve özellikle Batı toplumlarında yaygınlaştı. Bu dönemde krematoryumlar hem teknolojik olarak gelişti hem de dini ve sosyal engellerin azalmasıyla daha fazla kişi tarafından tercih edilir hale geldi.
Ancak, kremasyonun tarihindeki karanlık bir dönem de, II. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası tarafından toplama kamplarındaki soykırım sırasında krematoryumların kötüye kullanılmasıdır. Bu dönem, krematoryumların negatif bir sembolizme bürünmesine neden oldu.
Günümüzde kremasyon, birçok ülkede kabul gören bir cenaze yöntemi haline gelmiştir ve bazı kültürlerde diğer cenaze ritüellerine kıyasla daha yaygın olarak tercih edilmektedir. Japonya, Hindistan gibi ülkelerde kremasyon dini bir zorunlulukken, Batı dünyasında genellikle kişisel tercih ve çevresel kaygılarla tercih edilmektedir.
Krematoryumların Modern Durumu
Bugün krematoryumlar, gelişmiş teknolojileriyle çevreye daha az zarar vermeye yönelik tasarımlara sahiptir. Karbon emisyonlarını düşürmek ve enerji verimliliğini artırmak amacıyla modern krematoryumlar tasarlanmıştır. Ayrıca birçok ülkede kremasyon işlemi sonrasında küllerin ne yapılacağına dair çeşitli seçenekler sunulmaktadır; aileler, küllerini özel bir kabın içinde saklayabilir, doğaya saçabilir veya mezarlıklarda özel yerlerde muhafaza edebilir.
Sonuç olarak, krematoryumlar insanlık tarihindeki cenaze ritüellerinin dönüşümünü yansıtan önemli bir öğe olmuştur ve günümüzde hem pratik hem de dini nedenlerle yaygın olarak kullanılmaktadır.
Krematoryum ve Kremasyonun Hukuki Durumu
Krematoryumların hukuki durumu, ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir ve genellikle kremasyonun dini, kültürel ve çevresel boyutlarına bağlı olarak farklı yasal düzenlemelere tabi tutulmaktadır. Aşağıda krematoryumların hukuki durumu hakkında genel bir bakış sunulmaktadır:
1. Türkiye’de Krematoryum ve Kremasyonun Hukuki Durumu
Türkiye’de kremasyon ve krematoryumlar, yasal olarak sınırlı ve genellikle dini nedenlerle tercih edilmeyen bir uygulamadır. Türk Medeni Kanunu ve Mezarlıklar Hakkında Yönetmelik’te, cenazelerin gömülmesiyle ilgili düzenlemeler yer almaktadır, ancak kremasyonla ilgili net bir yasal çerçeve bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Türkiye’de dinin sosyal hayattaki etkisi nedeniyle kremasyon yaygın değildir ve Müslüman topluluklar arasında cenazelerin defnedilmesi dini bir zorunluluk olarak kabul edilir.
Ancak, Türkiye’de yaşayan yabancılar veya farklı dini inançlara sahip kişiler için kremasyon talepleri olabilmektedir. Bu talepler genellikle yurt dışında karşılanmakta veya bireysel özel anlaşmalar yoluyla çözülmektedir. Türkiye’de resmi olarak faaliyet gösteren bir krematoryum bulunmamakta, ancak çeşitli sivil toplum ve insan hakları kuruluşları, kremasyonun bir hak olarak tanınması gerektiğini savunmaktadır.
2. Avrupa’da Krematoryum ve Kremasyonun Hukuki Durumu
Avrupa’da kremasyon, birçok ülkede yasalarca serbest bırakılmış ve yaygın olarak kullanılmaktadır. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde kremasyon işlemleri, çevre ve halk sağlığına ilişkin yönetmeliklerle sıkı bir şekilde düzenlenmiştir. Örneğin, krematoryumların karbon emisyonları, atık gazların kontrolü ve kremasyon sonrası küllerin muhafaza edilmesi gibi konular yasalarla belirlenmiştir.
- İngiltere: 1902 tarihli “Kremasyon Yasası” (Cremation Act) ile kremasyon yasallaşmış ve ilk modern krematoryumlar açılmıştır. Küllerin aileye teslim edilmesi veya mezarlıklarda muhafaza edilmesi mümkündür.
- Almanya: Kremasyon yaygındır, ancak ölen kişinin vasiyetinde açıkça kremasyon istediğini belirtmesi gerekmektedir. Küllerin saklanması da genellikle mezarlıklarda yapılmalıdır.
- Fransa: Kremasyon, 1887’de yasal hale gelmiştir ve krematoryumlar devlet tarafından denetlenir. Küller aileye teslim edilebilir veya özel alanlara bırakılabilir.
3. ABD’de Krematoryum ve Kremasyonun Hukuki Durumu
Amerika Birleşik Devletleri’nde kremasyon, her eyalette yasaldır ve son yıllarda oldukça popüler hale gelmiştir. Her eyaletin kremasyonla ilgili farklı yasal düzenlemeleri vardır, ancak genel olarak aşağıdaki konular düzenlemeye tabidir:
- Kremasyonun nasıl yapılacağı ve hangi koşullarda yapılabileceği.
- Küllerin aileye teslim edilmesi, gömülmesi veya saçılması gibi işlemler.
- Çevresel düzenlemeler ve emisyon sınırları.
Birçok eyalette, ölen kişinin vasiyetinde kremasyon istemesi veya aile bireylerinin kremasyon konusunda anlaşmış olması şarttır. Krematoryumlar ayrıca federal ve eyalet düzenlemelerine uygun olarak faaliyet göstermek zorundadır.
4. Hindistan ve Japonya’da Durum
- Hindistan: Hindu inançlarına göre kremasyon dini bir zorunluluktur ve yasal olarak yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Ülkede krematoryumlar hem geleneksel hem de modern yöntemlerle faaliyet göstermektedir.
- Japonya: Japonya’da kremasyon neredeyse zorunlu hale gelmiştir ve ülkenin büyük bir kısmında ölüler krematoryumlarda yakılmaktadır. Japonya’da kremasyon yasalarla düzenlenmiştir ve modern krematoryumlar hükümetin sıkı denetimi altındadır.
5. Çevresel ve Sağlık Düzenlemeleri
Krematoryumlar, çevresel düzenlemelere de tabidir. Birçok ülkede, kremasyon sürecinde ortaya çıkan gazların ve emisyonların çevreye zarar vermemesi için krematoryumlar sıkı denetim altındadır. Özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD’de kremasyon sırasında yayılan cıva ve diğer zararlı maddelerin kontrolü için belirli standartlar oluşturulmuştur.
Özetle, krematoryumların hukuki durumu, yerel yasalar, dini uygulamalar ve çevre koruma düzenlemeleri doğrultusunda farklılık gösterir. Batı toplumlarında genellikle serbest ve düzenlenmiş bir uygulama olan kremasyon, bazı ülkelerde ise dini nedenlerle sınırlı veya yasaklı olabilmektedir.