Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, Marmara Denizi içinden geçen Kuzey Anadolu Fayı’nın etkinliğini çok yakından ve hassas olarak takip edebilecek ”Marmara’nın Kalbini Dinliyoruz” projesine ilişkin, ”Marmara Denizi’nde kurulan bu istasyonlar kendi kategorisinde dünyada bir ilktir” dedi.
Bilindiği gibi Türk Telekom Kandilli ile ilk projelerini 2008 yılında yapmıştı. Türk Telekom ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Marmara Denizi ve güney kısmındaki sismik istasyon boşluğunu ortadan kaldıracak ve Marmara Denizi’ndeki hareketleri ilk defa deniz dibinden gözlemleyecek dev bir proje başlatmış ve adını “Sismik Veri İletim Platformu” koymuştu. Bu proje ile depremlerin dış merkezi ve büyüklüğünün daha sağlıklı bir şekilde tespit edilmesi, gerçek zamanlı veri takibi sayesinde bir bilgi bankası oluşması ve topluma daha hızlı ve güvenilir bilgilerin sunulması hedeflenmişti.
Türk Telekom desteğiyle hayata geçirilen ”Marmara’nın Kalbini Dinliyoruz” projesinin tanıtımı amacıyla Rasathane’de düzenlenen basın toplantısında konuşan Prof. Erdik, Rasathane’nin 143 yıldan beri Türkiye’de yer bilimleriyle uğraş verdiğini söyledi. Erdik, projenin enstitünün gerek deprem, gerekse tsunami konusunda altyapısını geliştirdiğini belirterek, proje kapsamında Marmara Denizi’ne 5 adet deniz dibi deprem izleme sistemi kurulduğunu anlattı. Deniz dibindeki istasyonlardan elde edilen bilgilerin fiberoptik kablolarla karadaki istasyonlarına, oradan da Rasathane’ye geldiğini kaydeden Erdik, deniz dibindeki bazı istasyonların fay hattına sıfır konumlandırıldığını da kaydetti.
Erdik, hassas ve güvenli bilgiler sağlayan bu istasyonların gerek tsunami gerekse erken uyarı sistemlerinde önem arz ettiğini de belirterek, bu sistemin, erken uyarı sinyalini kullanma aşamasında olan İGDAŞ ve Avrasya tüp tünel sistemi için de çok önemli olduğunu aktardı. Erdik, ”İstanbul için öngörülen deprem erken uyarı sistemi bilgisayardan bilgisayara bir sistemdir” dedi. Mustafa Erdik, ortalama bildirim süresinin de depremden 4-14 saniye önce olduğunu söyledi.
Erdik, bir başka soru üzerine de deniz dibine yerleştirilen istasyonların karada kullanılanlardan farklı olmadığını, titanyum bir kutu içinde yerleştirildiğini de belirtti. Marmara’da bir tsunaminin fay kaynaklı olması durumunda 3-4 dakika öncesinde bildirilmesinin mümkün olabileceğini belirten Erdik, denizde bir heyelandan kaynaklanması durumunda ise 45 dakika öncesine kadar bunun bildirilebileceğini söyledi. Dünyada açık denizlerde bu tür istasyonların olduğunu, ancak bunların sürekli bir sinyal alımının var olmadığını anlatan Erdik, ”Marmara Denizi’nde kurulan bu istasyonlar kendi kategorisinde dünyada bir ilktir” dedi.
Erken uyarı sistemleri konusunda bir soru üzerine de Erdik, tüm Japonya’da 3 bine yakın istasyonun bulunduğunu belirterek, ”Türkiye’de de istasyon sayısını 5-6 bine ulaştırınca Japonya gibi erken uyarı sistemi kurmak mümkün” diye konuştu. Erdik, ancak erken uyarı sistemlerinin saniyelerle sınırlı olduğunu söyledi.
BÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu da bu projenin dünyada çok büyük bir tsunami afetinin ardından gündeme geldiğini belirterek, 2004 yılında Sumatra adasında meydana gelen tsunami afetinden önce de tsunaminin bilindiğini ancak birebir yaşanmadığını anlattı. Barbarosoğlu, 2004 yılındaki bu afetten sonra deniz dibine yönelik çalışmaların Türkiye’de de başladığını belirterek, sürekli bir gözlem evi kurma fikrinin de o tarihte ortaya çıktığını söyledi. “Bugün itibariyle gerçekten Marmara Denizi bir iç deniz olarak avucumuzun içindedir” diyen Barbarasoğlu, proje çerçevesinde kurulan bu sistemle Marmara Denizi’nde sismik hareketler ve sıcaklığın yakından takip edileceğini ifade etti.
Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Bozkurt bir çok alanda sosyal sorumluluk projeleri yürüttüklerini belirterek, Türk Telekom’un deprem gibi hayati bir konuda sosyal sorumluluk projelerini sürdürmekten ve Türkiye’nin olası bir depreme en iyi şekilde hazırlanmasına destek sağlamaktan mutluluk duyduklarını kaydetti. Projede 57 kilometre fiber optik kablo kullanıldığını, deniz dibine 5, karaya da 10 deprem izleme istasyonu kurulduğunu anlatan Bozkurt, projenin iç denizde olması bakımından da dünyada bir ilk olma özelliği taşıdığını söyledi. Bozkurt, projenin maliyetinin 2 milyon dolar olduğunu açıkladı.