Microsoft: Trump yapay zeka yarışında hata yapmaktan kaçınmalı

Microsoft’un Başkanı Brad Smith 27 Şubat 2025‘te bir açıklama yaptı. Bu açıklama tehdit miydi, uyarı mı yoksa akıl verme mi bunun yorumunu size bırakıyorum:

Dünyanın yükselen yapay zekâ ekonomisine hangi ülkenin teknoloji sağlayacağını belirleyecek büyük bir yarış sürüyor. Paris’te düzenlenen son Yapay Zekâ Zirvesi’nde Başkan Yardımcısı Vance, yapay zekâ fırsatlarına odaklanmanın, daha hafif düzenlemeler izlemenin ve Amerikan yapay zekâsını küresel pazara taşımanın önemini vurguladı. Ancak, Biden yönetiminin son anda getirdiği bir düzenleme değiştirilmezse Amerika’nın bu alandaki başarısını baltalama riski taşıyor.

Biden yönetiminin geçici nihai “AI Diffusion Rule” (YZ Yayılım Kuralı), birçok hızlı büyüyen ve stratejik olarak önemli pazara Amerikan yapay zekâ bileşenlerinin ihracatına sınırlamalar getiriyor. Bu haliyle kural, Trump yönetiminin iki temel önceliğini baltalıyor:

  1. ABD’nin yapay zekâ liderliğini güçlendirmek
  2. Ülkenin trilyon dolara yaklaşan ticaret açığını azaltmak

Eğer bu düzenleme değiştirilmezse, Çin’in kendi yapay zekâ teknolojisini küresel ölçekte yayma avantajı elde etmesi kaçınılmaz olacak ve tıpkı 5G telekomünikasyon alanında yaşandığı gibi Çin hızla küresel pazarda liderliğe yönelecek.

ABD’nin Ulusal Güvenliğini Koruma Dengesi

Bir şirket olarak, gelişmiş yapay zekâ teknolojisinin ABD’nin rakipleri tarafından edinilmesini önleyerek ulusal güvenliği koruma ihtiyacını destekliyoruz. Kuralın bazı yönleri de korunmalı. Örneğin:

  • AI bileşenlerinin yalnızca güvenli ve sertifikalı veri merkezlerinde kullanılmasını gerektiren maddeler, çiplerin Çin’e yönlendirilme riskini azaltıyor.
  • Bu güvenilir veri merkezi operatörlerine getirilen sıkı denetimler, ileri düzey yapay zekâ hizmetlerinin düşman aktörler tarafından kullanılmasını engelliyor.

Ancak, bu kuralları daha da güçlendirme fırsatı var. Özellikle, ABD Ticaret Bakanlığı’nın kuralları etkin bir şekilde uygulayabilmesi için gerekli kaynaklara sahip olması sağlanmalı. Bu, hem şirketler için onay süreçlerini hızlandırır hem de yasadışı çip yönlendirme girişimlerine karşı denetimleri güçlendirir.

Büyük Sorun: Kapsamın Fazla Geniş Tutulması

Biden yönetiminin düzenlemesi, gereğinden fazla kısıtlayıcı bir hale gelmiş durumda.

  • ABD’nin önemli müttefik ve ortaklarını “İkinci Kademe” (Tier Two) kategorisine alarak, bu ülkelerde Amerikan teknoloji şirketlerinin yapay zekâ veri merkezleri kurma kapasitesine niceliksel sınırlamalar getiriyor.
  • Bu ülkeler arasında İsviçre, Polonya, Yunanistan, Singapur, Hindistan, Endonezya, İsrail, BAE ve Suudi Arabistan gibi ABD’nin güçlü iş ortakları var.

Bu kısıtlamalar, bu ülkelerde faaliyet gösteren Amerikalı teknoloji firmalarının müşterileri açısından büyük bir belirsizlik yaratıyor. Tier Two ülkelerindeki müşteriler artık, kritik Amerikan yapay zekâ teknolojisine erişimlerinin kısıtlanabileceğinden endişe duyuyor.

Bu yaklaşımın istenmeyen bir sonucu, Tier Two ülkelerinin yapay zekâ altyapısı ve hizmetleri için başka yerlere yönelmesine neden olması. Ve nereye yönelmek zorunda kalacakları açık: Çin. Eğer kural değiştirilmezse, bu düzenleme Çin’in hızla büyüyen yapay zekâ sektörüne büyük bir hediye olacak.

Amerikan Yapay Zekâ Yatırımları Engelleniyor mu?

Tam da bu sırada, Amerikan teknoloji sektörü yapay zekâ bilişim kapasitesine rekor seviyede yatırım yapmak istiyor.

  • Microsoft olarak sadece bu yıl yapay zekâ altyapısına 80 milyar dolar yatırım yapacağız ve bunun yarısından fazlası ABD içinde gerçekleşecek.

Ancak, büyümeye ve yatırımlarımıza devam edebilmemiz büyük ölçüde yapay zekâ teknolojimizi ihraç edebilmemize bağlı.

  • Düşük gecikmeyle çalışan yapay zekâ hizmetleri sunabilmek için veri merkezlerinin küresel olarak inşa edilmesi gerekiyor.
  • Ancak “AI Diffusion Rule”, dünya lideri çip ve teknoloji hizmetleri ihracatını kısıtlayarak, bir Amerikan ekonomik fırsatını caydırıcı hale getiriyor.

Amerikan Ekonomisi İçin Daha Geniş Etkileri Var

Yapay zekâ veri merkezleri inşa etmek için milyarlarca dolar harcayan teknoloji sektörü, uluslararası ve Amerikan tedarikçilerini bir araya getiren küresel tedarik zincirleri oluşturuyor.

  • Örneğin, geçen hafta Polonya Başbakanı Donald Tusk ile birlikte, Microsoft’un Polonya’daki veri merkezi altyapısına 700 milyon dolarlık genişleme planını duyurduk.
  • Bu yatırım sayesinde Indiana’daki Amerikalı işçiler, Polonya’ya gönderilmek üzere ileri teknoloji elektrik jeneratörleri üretecek.

Buradaki ironi çok net:

  • Trump yönetimi, Avrupa’nın daha fazla Amerikan malı satın almasını isterken, Biden yönetiminin düzenlemesi Polonya gibi müttefik ülkeleri Tier Two statüsüne itiyor ve onların gelecekte daha fazla Amerikan yapay zekâ çipi almasını engelliyor.

Trump Yönetimi İçin Büyük Bir Fırsat

Trump yönetimi için bu düzenlemeyi daha işlevsel hale getirme şansı var.

  • 41 sayfalık Federal Kayıt dokümanına ihtiyaç duyan karmaşık bir düzenleme yerine, daha basit ve mantıklı bir yaklaşım geliştirilebilir.
  • ABD’nin dostlarını ve müttefiklerini İkinci Kademe statüsüne düşürerek onlarda Amerikan ürünlerine erişim konusunda güvensizlik yaratmaktan vazgeçilmeli.
  • Pazar ekonomisinin sağlıklı işleyişini bozan niceliksel sınırlamalar kaldırılmalı.
  • Ulusal güvenliği korumak için önemli olan niteliksel güvenlik standartları ve yapay zekâ kullanım kısıtlamaları korunmalı.

Sonuç: Amerika’nın Yapay Zekâ Yarışı Kendi İçinde Başlıyor

Şunu açıkça görmeliyiz: Amerika’nın Çin ile yapay zekâ yarışı öncelikle ülke içinde başlıyor.

  • ABD’nin inovatif şirketlerinin, dünya çapındaki müttefiklerine mal ve teknoloji hizmetleri sunabilmesi sağlanmalı.
  • Biz yatırım yapmaya hazırız. Şimdi ihtiyacımız olan, bu yatırımları destekleyecek bir AI Diffusion Rule.